Bugünlerde yine bir bağnaz dinsiz çıkıp, sahneden dindar kesime hakaret ederek haddi aştı. Bunlar zaman zaman böyle içindeki zehiri akıtırlar. Bu sefer şarkıcı Gülşen gündemde, imam hatiplileri sapık diye nitelendiren bir cümleyi sahneden fütursuzca sarf etti, ortalığı ayağa kaldırdı. Tabii başka da derdimiz yoktu, gündeme bomba gibi düştü. Geçenlerde sahnedeyken LGBT bayrağını bağrına basarak kalbimde demiş, hiçbir merci de tepki göstermemişti, o da böylece haddi aşabilirim zannına vardı . Dünyada şarkıcı, sanatçı ya da popüler olmuş bu türler çoktur, bunlara olaylı sanatçı derler. Bunlar becerileri, sanatları, yetenekleri veya ortaya koydukları ile değil, genelde çıplaklıkları, absürd yaşamlarını sergilemeleri ve böyle olaylı söylemleri ile gündeme gelirler. Toplumun bir kısmı ki bu yadsınamayacak kadar da kalabalıktır, bunları izler, dinler alkışlar. Şimdi buradan cahilliğin ne kadar da önde olduğunu anlayın artık. Bu kadının pop şarkıcısı kimliği ile dinleyen ve destekleyen kitlenin kalabalıklığına bakınca bunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Haftalardır çıplaklığını ne kadar ileri götürdüğü, ne giydiği, neresini gösterdiği tartışılıyordu, baktı açacak bir yeri kalmadı, sözlerimle konuşulayım bari dedi. Dedi ama kendini kodeste buldu. Zindana cahil giren bazen oradan âlim çıkar derler. Bakalım içeride sağlıklı düşünme, acizliğini anlama şansı bulur da akıllanır mı göreceğiz. Bakarsınız içeride kendini uyuşturacak, aklını bulandıracak bir takım şeylerden de uzak durur, sağlığı da düzene girer. Kendi iyiliği için biraz kalmalı, temizlenmeli bence diye düşünürken 4 gün yattı ve ev hapsi kararıyla salıverildi. Artık evde bol bol düşünsün, nerede hata yapıyorum diye.
Bu insanlar kendilerine yakışanı yaptığı için çok da şaşırmıyoruz. Asıl tehlike, dindar dediğimiz, okumuş, mürekkep yalamış bazı akademisyen ilahiyatçı ve din hocalarının, söylemleriyle akılları karıştırmaları ve toplumu yönlendirmeleri. Geçenlerde Profesör Ebubekir Sofuoğlu nun sosyal medyadan paylaştığı bir mesajı bizzat okudum, bu arada ilahiyatçı falan değil ama kendini bu konuda yetkin zannediyor hoca. Bir takım çevrelerce dindar kesimin sözcüsü yerine konulmuş, öyle söylemleri var ki dinden soğursunuz. Tweet şu ’’Kimse annemin, kardeşimin, kızımın, eşimin amiri olamaz. Hiçbir erkeğin ağız kokusunu çekemez, erkekler onlara emir veremez, ben çalışır ihtiyaçlarını sağlarım. Onlar da hayatlarını dilediklerince, kraliçeler gibi sürdürürler.’’ Kadınların çalışmasına karşı olduğunu da her zaman belirtiyor zaten. Ayrıca buna benzer kadınlarla ilgili akıl almaz söylemleri var, sanki kadınların din sözcüsü.Bu arada Sakarya Üniversitesi nde öğretim üyesi ve öğrenci yetiştiriyor. Şimdi o kadar çok şey söylemek istiyorum ki, ne söylesem aslında kalbim seni ve senin gibileri affetmeyecek. Ben ve benim gibi kadınlar, sizin gibi hocalardan Allah katında davacı olacak, hakkını helal etmeyecek. Sizler fildişi kulelerinizde hanımlarınız, kızlarınız, annelerinizle şatafatlı bir hayat yaşarken, benim tanıdığım birçok kadın evlatlarını muhannete muhtaç etmemek için elin pisliğini temizliyor, mesai saatleri sınırsız işlerde çalışıyor, evladını aç bırakmama adına emir altında yorgunluğu yastık ediyor. Peygamberimizin eşi Hz. Hatice anamız zamanın en ünlü tüccarıydı, rahmetle minnetle anıyorum onu. Bugün peygamberimiz olsaydı böyle konuşanlara kim bilir ne derdi diye de düşünmeden edemiyorum. Sadece bu değil, birçok kallavi din adamı bunun gibi söylemlerde bulunuyor her gün. Nurettin Yıldız hocanın fetvasına bakalım, erkekler deşarj olmak için karılarını dövebilir diyor. Geçenlerde de twitter’dan aynen şöyle yazmış: “Bir kadın çalışmayı tercih ederek fuhuşa hazırlık yapmış olur.’’ Allah aşkına bu adamlara kim dur diyecek, şarkıcı Gülşen’den daha fazla zarar veriyor farkında mısınız? Bu yazdığım örneklerden binlercesi var. Bunlara göre kadın doğuştan günahkâr, din kadınlar için gelmiş, bütün yasaklar da kadınlara, günahkarız vesselam. Buradan suç duyurusunda bulunuyorum, hangi sıfatla mı, eşini çok genç yaşta kaybetmiş , üç çocuğunu tek başına okutup ,bu vatana iyi insanlar yetiştirmiş bir öğretmen olarak... Ülkeme yüzlerce ahlaklı, inançlı, vatan sevgisiyle hareket eden öğrenciler yetiştirmiş bir kadın olarak... Çalışma hayatımda da hiç fuhuş aklıma gelmedi, zaten ahlakımı ve namusumu kimseye bırakacak bir karakterde değilim. Kendi duruşum, inancım ve sosyal hayatımla topluma örnek olduğum söylenen bir kadın çalışanım, çalışmaya da devam edeceğim. Sadece öğretmenlik mesleği de yapmıyorum, önümüzdeki hafta yine ülkemin güzel bir ilindeyim, Van İpek Yolu Gençlik Merkezi’nde başarı konulu motivasyon söyleşisi yapacağım, sayısız ilde yaptığım gibi. Kitaplarımla, yazılarımla ülkeme hizmet edeceğim. Sizin gibi dini alet edip, hayatını fildişi kulelerde yaşayan hiçbir yobaz beni ve benim gibi kadınları durduramayacak, umudunuzu kesin. Kadınlar artık eskisi gibi cahil değil, bilgiye ve eğitime ulaşıp, doğruyu öğrenebiliyor. Allah Kuran da kadın veya erkek diye ayırmıyor, insan diye ayırıyor, ama bunlar anlayamadıkları yerde bu kadın içindir diye hemen fetvayı veriyorlar. Defalarca meal okumuş ve okumaktan vazgeçmeyen, dinini araştırmış bir kadın olarak gerçeği biliyor ve hayatımı sizin değil, Allah’ın emirlerini uygulayarak yaşıyorum bin şükür. Bunları kendimi örnek vererek yazdım ama benden daha başarılı, bu ülkeye çok faydalı hizmetler etmiş kadınlar var, onları saygıyla ve hürmetle anarak yazıyorum. Ben sadece küçük bir örneğim, kendimden yola çıkarak bildiklerimi yazabilirim malum. Bu kafalardan yorulduk, kadınlar olarak artık bunlara bir dur denilmesini istiyoruz. Dini doğru yollardan öğrenmeyen ülkelerin hali malum, bu tür adamlara karşı devlet önlem almalı. Yazacak çok şey, söyleyecek çok dert var, bugünlük bu kadar, hoşça kalın dostça kalın.