Merhaba değerli okurlarım,
İki haftalık bir aradan sonra yine birlikteyiz. Ayrılığın sebebi memleket ziyaretiydi.
Yarıyıl tatilini fırsat bilerek, ailemle birlikte çocukluğumun şehri Kırşehir'e gitmeye karar vermiştik.
Kartpostallık kar manzaraları eşliğinde, altı saatlik bir yolculuktan sonra Kırşehir'e ulaştık.
Muhteşem bir beyaz örtü...
Yıllardır böyle bir tablo ile karşılaşmamıştım.
20 yıl sonra gelen sevinç diyebilirim. Etkili bir yağış, bozkır halkının yüzünü güldürmüş.
Böyle yoğun kar yağışının tabi ki zorlukları da olmuş.
Ama yolların kapanması, hayvan barınaklarının çatılarının uçması, don olaylarının yaşanması bile dirençleri kırmamış.
Anadolu insanının yoğun yağış sonrası, geleceğe umutla bakması beni mutlu etti.
Özellikle çiftçi ve üreticiler çok sevinçli.
Baraj ve göletlerdeki su miktarları oldukça yükselmiş, araziler halen beyaz örtü altında.
Bunlar güzel gelişmeler. Bir de madalyonun öbür yüzü var.
Hayat pahalılığı, zamlar, ekonomik sorunlar bozkırın en önemli gündem maddeleri...
Gübre, mazot, doğal gaz ve elektrikte yaşanan şok artışlar üreticinin resmen belini bükmüş.
Anadolu halkı devletten acil destek bekliyor diyebilirim.
Sadece üreticiler mi? Esnaf, işçi, memur, sanayici de dertli...
Hele elektrik faturaları, adeta sıkıntıların simgesi olmuş.
Ellerde ve dillerdeki en önemli gündem maddesi...
Sokaktaki vatandaş şaşkınlık içinde, birbirlerinin faturalarını karşılaştırıyor.
Ve bir çözüm üretilmesini de bekliyor.
Bir gerçeği de göz ardı edemeyiz. Küresel bir sorunla karşı karşıyayız. Enerji ve ham madde ürünlerindeki anormal artışlar bütün ülkelerin ortak sorunları...
Fakat yerli çözümler üretebiliriz.
Temel ihtiyaç maddeleri ve enerji kaynaklarında yapılacak iyileştirmeler, toplumun tüm katmanlarını mutlu edecek.
Ne diyeyim, sonuçta bozkırın sesi Tüm Türkiye'nin sesi...