Tabi yok daha neler diyorsunuz. Ne deseniz de haklısınız. Ben kimim, etim ne budum ne? Bürokrasiyi alaşağı edebilmek için Hazine ve Maliye Bakanı olmanız gerekiyor öncelikle. Ee, o da bende yok! Öyleyse nereden çıktı bu alaşağı etme meselesi…
İzah edeyim efendim!
*
Bürokrasi, birçok kimse tarafından, muhtemelen devletle münasebette artan kırtasiyecilik kastedilerek, işlerin yavaşlaması anlamında kullanılır ve olumsuzluk içerir. Kusurlu olduğuna dair net kanaatler olsa da kimse bürokrasinin net ve açık bir tarifini yapamaz.
Bizde, devletin işlerini yürüten, vatandaşın yaşamını kolaylaştıran atanmış, yani tayinle gelmiş kimseler olarak yorumlanır, adlandırılır.
Ben bugün, Allah muhafaza bürokrasiyi alaşağı etmek gibi bir düşünce, bir niyet okuma içinde olsam, bürokrasinin ne olduğunun izahını isteseler, müşkül durumda kalacağıma adım gibi eminim ve kalıbımı basarım!
O kadar net yani…
Manası böyle müphem bir kavram nasıl olur da sürekli tenkit edilir, eleştiri odağı olmaktan kurtulamaz!
Onu da izah edelim!
*
Hadi birkaç örnek isimle meseleye açıklık getirelim de maraza çıkmasın; Valimiz sayın Ömer Faruk Coşkun bürokrat mı, evet.
Başsavcımız sayın İlker Yazıcı bürokrat mı, tabi ki öyle!
Emniyet Müdürümüz sayın Salim Cebeloğlu atanmış bir bürokrat mı, kesinlikle ve tabi ki. Ve diğer atanmış, devleti temsil eden kurumlar, kimseler.
Ee, hepsini seviyorum, hepsi de devletin bekası için, insanların yaşamını kolaylaştırmak için, sosyal sorumlulukları ve idari sorumlulukları kadar vatandaşın huzuru, mutluluğu ve adaletin tecellisi için verdikleri uğraş sebebiyle bizlerden biri mi, elbette öyle!
Onları, şehrimiz için bir şans, bir fırsat olarak değerlendiriyor, adlandırıyorum. Hepsi de saygın insanlar!
*
Ee, hal böyle olunca bana mı düştü bürokrasiyi alaşağı etmek! Ben kimim? Bir gazeteci. Sonra ne gerek var buna! Çark dönüyorsa, devlet tıkır tıkır işliyorsa, bürokrasi görevini kusursuz yürütüyorsa, kanun ve kurallar çerçevesinde, mevzuat hükümleri doğrultusunda vatandaşın insanca yaşaması için özveriyle çalışıyorsa, rahat bırakın bürokrasiyi.
Haddini bilmeyen olursa, haksızlık, hırsızlık, yolsuzluk gibi toplumun değer yargılarına ters düşen eylemler içindeler ise, adalet var, canlarına ot tıkanır!
O bakımdan, Allah devlete ve millete zeval vermesin!
*
Bürokrasi, devlet yönetimi, devlet memurları topluluğu, kamu yönetimini yürüten memurların bütünü olarak tanımlanıyorsa, ki elhak doğrudur, bürokrasiyi alaşağı etmek de benim haddime değil.
Şuna itiraz edebilirim; Devleti temsil eden üst veya alt düzey amirler-memurlar, vatandaşın yaşamını kolaylaştırmaktan uzaklar ise, huzur ve mutluluğu içini çaba göstermiyorlarsa, huzurumuzun ve bekamızın teminatı olmaktan çıktılarsa, o zaman iş bana, pardon iş başa düşer!
‘Orada durun!’ derim!
İşe girene kadar, ataması yapılana kadar kırk kapıya deynek çalan, kırk kişinin kapısını aşındıranlar, devlet memuru olunca vatandaşına düşman kesiliyorsa, ‘hop ede, hayırdır, ne iş seninki?’ derim.
Geldiği yeri unutmayacak!
Haddini bilecek! Devleti, adaleti, huzuru ve barışı temsil ettiğini bilerek halkını sevecek, sayın Cumhurbaşkanımızın adına ve makamına leke düşürmeden, amir-memur her kim ise, kimlerse, vatandaşına tepeden bakmayacak!
*
Tarifi biraz daha açalım; bürokrasi, mevzuatın yani yürürlükteki kanun ve kuralların işletilebilmesi için vardır ve bu kanunu ile kurallar, kişilerin maddi ve manevi değerlerini muhafaza ederek, toplumun bir arada yaşayabilmesini sağlar.
Son tahlilde yasanın ne demek istediği, fiilen ne dediğinden önemlidir, var edilişi gerdeği yasa (mevzuat) herhangi bir zümrenin değil, her vatandaşa eşit muamelede bulunarak, bireylerin refahını önceler.
Mevzuat illa eğilip bükülecekse, el etek öpülecekse, devlet sadece belirli bir kesimin emrinde olacaksa, mevzuat güçlüden yana olacaksa, geri kalanları hiçe sayıp, onların da bu çatı altında yaşayan kitleler olduğu gerçeğinden hareket edilirse, bu kitleleri ayrıştırmaktan öteye gitmez, geçmez!
Ben de, sayın Cumhurbaşkanımıza inanıyor, onu seviyoruz, arkamızda kapı gibi duruyor, Allah razı olsun ama bürokrasiyi alaşağı etmeye hiç niyetim yok ve olmayacak!
Allah devlete zeval vermesin!