Bu şehrin büyümesi, istihdamın artması, işsizliğin önlenmesi, kazandıklarının vergisini devlete ödemek için yatırım yapan çok sayıda işletmemiz var.

Tarım kentinden sanayi kentine doğru hızlı bir hamle yaparak sanayide, ülke genelinde söz sahibi olan şehrimiz, dondurması, tarhanası, çelik krom ürünleri kadar tekstil ürünleri ile de anılıyor.

Bu uğurda çok markamız olmadı belki ama fason üretimde de ciddi atılım yapan işletmelerimiz ve onların sahipleri, tuğla üstüne tuğla koyabilmek için yeni projeler, yeni yatırım peşinde koşarlarken, ne yazık ki yatırım alanı olarak gördüğümüz Tomsuklu Organize Sanayi Bölgesi de yaşanan basit ve kısır çekişmelerden, bencillik kokan hırslardan dolayı neredeyse işlevsiz hale geldi.

Ama konumuz bu değil.

*

1983’lü yıllardan itibaren, merhum Turgut Özal’ın sanayici ve yatırımcıların önünü açan 5084 sayılı teşvik yasası ile birlikte şehir resmen atağa geçti. Belki yatırımda çeşitliliği yakalayamadı Gaziantep gibi ama olsun, Bursa ve Denizli gibi tekstil şehirleri ile rekabet edecek hale geldi.

Büyümenin, kalkınmanın tabi ki avantajları, faturası olduğu kadar, acı bedeller de ödeniyor zaman zaman.

*

1954 yılında açılıp da, 1995 yılında özelleştirilen SÜMERBANK’ı saymazsam, Bu şehirde, ilk tekstil fabrikasını MARTEKS olarak verebiliriz.

1983’lü yıllarda, teşviklerle birlikte yatırımın, istihdamın önünü açan, adeta bir okuldu MARKEKS.

Bu okulun da başöğretmeni, lideri merhum Hasan Balcı idi. Hayatı yazılan, büyük işadamı. Sonra bu okuldan pekiyi derece ile mezun olanlar, kendi ayakları üzerinde durdular, yeni yeni fabrikalar açtılar, yeni istihdam alanları yaratıp, ihracatta, üretimde söz sahibi oldular ve vergiler verdiler.

Adana Havaalanından gelirken hayatını kaybeden bir Ali Kurtul…

Adana’ya havaalanına yetişmek için yola çıkan, aracı yanan bir Nevres Ongun…

Dondurma sektörünün büyük isimleri; Yaşar Kanbur ve Faik İnalbars… 

Tarımdan sanayiye dönüşün mimarlarından Hacı Osman Arıkan…

Bir Hüsnü Öksüz…

İSKUR’a adını veren, torunlarını evlatlarından daha çok sevdiğini söyleyen güzel insan İsmail Kurtul…

Sadece çiftçi değil, bir gönül adamı idi, Zekeriya Tanrıverdi…

Dokumacı’lar ve Yağlıca’lar…

Hayırseverlikte yarışan pamuk tüccarı Ali Tanış…

Bu insanlar, bu şehir için çırpındılar. Ürettiler, istihdam sağladılar. İnsanların yaşam kalitesini artırma adına kazandıklarını yine bu şehre harcadılar. Aldıkları kredileri olumlu kullanıp, kentin büyümesine, gelişmesine ve sosyalleşmesine katkı sağladılar.

*

Her biri ayrı birer değer olan, ama bugün hayatta olmayan bu güzel insanların isimlerini yaşatmak adına, caddelere, parklara verseniz diyorum. Vefa varsa ki tabi ki var, bu insanlara olan borcumuzu vefa ile göstersek fena mı olur?

Yanlış mı düşünüyorum yoksa!