Bugünkü araştırma yazımın konusu;aslında tok oldukları halde sürekli bir şeyler yeme isteği ile diyeti kilo alarak kapatan kişiler...Bunun tanımı,özellikle hanımlarda görülen, ‘duygusal açlık ‘.
Açlık duygusunu bilimsel olarak ikiye ayırıyoruz... Fizyolojik ve duygusal açlık... Fizyolojik açlık dediğimiz gerçekten karnı aç olup vücudun enerji ihtiyacı için duyulan gerçek açlıktır. Duygusal açlık ise aslında vücudun değil, beynin açlığı...
Duygusal açlığı tetikleyen sebepleri şöyle sıralayabiliriz... İş değiştirmek, işten atılmak, yeni bir işe başlamak, para sıkıntısı, çeşitli sağlık problemleri, tükenmişlik sendromu, aşk acısı, ilişki çatışmaları, kişileri duygusal açlığa itebiliyor.
Günlük hayatın getirdiği sorunları yemek yiyerek atlatmak... Sonra da şu şikayetleri duyarız; ’su içsem yarıyor’.
Özellikle bu alışkanlıklar, kadınların rahatlama ve kızgınlık anında görülüyor;negatif duyguların tetiklemesiyle tüketilen fast food, tatlı ve hamur işi ürünleri de kilo aldırıyor.
Açlık duygusunu ayırt etmek gerekli. Bunun için yeme ve açlık hissimizin ne zaman geldiğini kontrol etmemiz gerekli. Eğer yemekten kalktıktan sonra iki saat geçmeden açlık hissedip bir şeyler yemek istiyorsak, bu fizyolojik değil, duygusal bir açlıktır. Yani tok olduğumuz halde yediğimiz her fazlalık duygusal açlığımızı bastırmak içindir. Bu da kilo yapıyor, şişmanlık olarak vücudumuzda kalıyor.”
Bu nedenle başarılı bir diyet için öncelikle duygusal açlığın tedavi edilmesi gerekli. Yani duygusal açlığa neden olan stres gibi duygu durumlarının altında yatan nedenlerin ortadan kaldırılması, hatta psikolojik destek alınması gerekli.