Yaklaşan bahar günlerine ufuk acıcı bir kitapla merhaba demeye var mısınız?  Kitapları esenlikler ve himmetlerle karşılamak büyük saadet.

Yayınlandığı yılların üzerinden hayli zaman geçmekle birlikte her zaman okunması gereken “İslam”da Aklın Önemi Ve Sınırı” adlı kitabı tekrar masama koydum kitapta yer alan konuların zaman içinde aldığı manalar üzerinde tekrar düşünmeye başladım.

Akıl yürütmeler yapma yetisi olarak tanımlanır ve bize olaylar arasında bağlantılar kurdurur. “Sebep” der durur. Sebep açıklamak anlamak ve anlatmakla alakalıdır ve bunun zekâ, yaş, sosyal çevre ve zamanla direk olmayan bağlantıları vardır. Aklın ilk prensiplerinin aynilik ve yeter sebep olduğu sizlerin de malumu. Gayelilik ilkesinin yanında cevher, mutlak, gerekircilik, zaman ve uzay fikri de devreye girer.

Akıllı olmak hemen olabilecek olgu değildir.

Zekadan farkının anlaşılması için hayli zaman ve tecrübe isteyen bu yola birde metafizik olgunun katılması işin büyüklüğüne delalet eder ki çoğu insanın aklı boş vermesinin hikmeti de böylece anlaşılmış olur.

Akılcılık bu yazının konusu olmamakla birlikte okurların Sokrates, Descartes, Kant akılcılığı hakkında malumat sahibi olmalarının elzem olduğunu belirteyim.

İçindekilerle başlayan kitap salim kafa zinde vücut ve salih amel isteyen yapıya sahip. Kitap okumaya başlamadan önce kendinizi hazırlamanız şart. Şezlonga uzanarak ya da metroda okunacak bir kitapla muhatap olmuyor bilakis abdestli dualı okumaların eşiğinde olmamız gereken bir eseri okumaya başlıyoruz.

Kitapta geçen konular hayat memat meselesi.

Yaşadığımız günün kaosundan çıkmak istiyorsak bu türden eserleri bulmak ve adabınca okumamız şart. Otuz bir konu başlığının sıralanması biz okurları uyarıp dikkatli olmaya davet ediyor.

Önsözle başlayan daha ilk satırlarda “ din” ve “ diyanet “ arasında ki farka dikkat çekip kendimize gelmemizin uyarısını yapıyor. Şu satırları okuyalım: “ Kur ”an aracılığıyla ilkeleri vahye dilmiş ve Hz. Peygamber” in Sünnetiyle de muamelatı belirlenmiş olan İslam”ın yüzyıllar boyunca: 1) siyasi, 2) fikri, 3)sosyolojik ve 4) psikolojik sebeplerden ötürü ( yani kısaca nefsani dürtüler sonucu) geçirmiş olduğu “ görüntü değişimi “ insanları aldatmaktadır.”

Peki ne yapmak gerekir?

Her bölümün yazılış sebebinin verilmesi elimizde pusula gibi olmakla birlikte yine kendi yolumuzu aydınlatmak da bizim aklımıza, ferasetimize düşüyor.

Dini ilimlerin günümüz dünyasında yer ettiği değerin ne olduğu kitabın satır aralarında. İnsan ilişkilerinin bilgi ve asparagasla nasıl şekillendiği hakkında öyle güzel örnekle var ki bunları kitabı okuyanlara bırakıyorum. Bir zamanların moda kavramı olan “ hoşgörü” ve “ eşitlik” hakkında yazılanları okuyunca ne diyeceksiniz bakalım?