Bugünlerde Göksun ilçemiz neredeyse kara teslim oldu. İlk göreve başladığım, benim için unutulmaz anılara sahip olan ilçemizde bu kış şartları daha çetin geçiyor.
Hayat felç olmuş durumda; Kahramanmaraş-Kayseri yolu ulaşıma kapalı… Sürücüler yollarda mahsur kalıyor. Aslında bunlar alışık olduğumuz kar manzaraları. Yıllardır sömestr tatillerinde bu yolu kullanırım. Yolların kapalı olması nedeniyle, memlekete gitmek için çoğu zaman Adana yolunu kullanmışımdır.
Hemen hemen her yıl bu tablo ile karşı karşıya kalırız. Ama bu aralık ayında yaşadıklarımız daha da vahim… Bilgisayarımın başında bu satırları yazarken, bu şirin ilçemize halen elektrikler verilemiyordu. Bir günden beri Göksun karanlıklar içinde…
O kadar ki ilçemizde jeneratör ve gaz lambası satışları patlamış durumda…
Lapa lapa yağan karlar altında, titrek gaz lambası ışığı… Bu manzarayı ancak yaşayanlar bilir.
Göksun İlçemize bağlı Karadut Ağıl Obası köyü…
1990 öncesi, meslekte ilk görev yerim… Bu köydeki iki yıllık öğretmenliğim benim için hayat okulu oldu. Beni farklı dünyalarla tanıştırdı.
50 haneli,45 öğrencili köy okulu… Yolu, suyu, elektriği olmayan bir köy… Nice ışıksız gecemi ısıtan gaz lambası…
Özellikle kış akşamlarındaki en yakın dostlarım; Gaz lambası, el feneri, pilli radyo-teyp…
Bu sadık üçlü, kesinlikle vazgeçilmezlerim oldu. Evde gaz lambası, veli ziyaretlerinde el feneri, karanlık dünyamı aydınlatan ışıklardı. Pilli radyo-teyp ise en büyük eğlencemdi. Gel gör ki pil dayanmıyordu.
Bu şartlar altında dolu dolu iki yıl geçirdim.
Tabi ki bu yoklukları sadece ben yaşamadım. Bu satırları okuyan meslektaşlarımın birçoğunun da anılarında bu olumsuzluklar saklı…
Göksun'a 24 saattir elektrik verilemiyor… Televizyon haberi…
Bizler sıcacık evimizde, televizyonlarımızın başında pür dikkat haberleri izlerken, bu güzide ilçemiz yoklukları yaşıyor.
İşte elektriğin olmadığı bir yaşam… İnsan bir şeyin değerini ancak kaybedince anlarmış.