Erişkinliğe geçmiş olan hepimiz hayatımızın bir döneminde ergendik. Neydi ergen olmak? Aşk, macera, heyecan, arkadaşlık, keşif zamanıydı ergenlik. Kendi planlarını yapmak ve bu planlarda ebeveynlerimize yer vermemekti. Dopdolu, inişli çıkışlı, kolayca risk aldığımız, heyecanlı günlerden ibaretti.
Peki, ne oldu da ergen olmayı unuttuk? Ergenlik dönemindeki çocuğumuzun yaşadıklarını anlamlandıramaz, onu anlayamaz hale geldik?
Yaşantımız, dünyamız değişti. Bizler büyüdük ve sıkıntılı yıllarımızı, ergenliğimizi geride bıraktık. Çoluk çocuğa karıştık.
Zaman akıp geçmeye devam etti ve küçük, sevecen ve bizimle vakit geçirmek isteyen çocuklarımız büyüdü. Çocuğumuz büyüdükçe ergenlik yıllarına yaklaşır olduk yeniden.
Bu sefer rolümüz farklı oldu. Ergenlik dönemindeki bir çocuğun ebeveyni olarak ergenlik yılları ile karşı karşıya geldik. Zaten oldukça zor olan ebeveynlik ergen ebeveyni olmamızla daha da zor bir hal aldı. Ergenlik döneminde çocukları olan ebeveynler için bu dönemle ilgili aydınlatıcı bilgilerin değer kazanması da işte bu yüzden.
Ergen ebeveyni olarak bu dönemde neler yapmamız gerektiğinin cevabını bulmak için öncelikle unuttuğumuz ergenliğin ne olduğunu hatırlamakla başlamalı belki de.
Çocukluktan erişkinliğe geçiş olarak tarif edilen ergenlik dönemi hem ergenin kendisi hem ebeveynleri hem de çevresindeki etkileşimde bulunduğu diğer kişiler için sancılı, sıkıntılı, zor, karmaşık ve fırtınalı bir süreç.Ayrıca kaçınılamaz değişimler süreci ergenlik. Bu dönemdeki çocukta birçok değişim var. Fiziksel değişimle başlayan süreç zihinsel, duygusal, ahlaki ve sosyal değişimlerle devam etmekte. Ergenlik dönemindeki çocuklarımız için kurduğumuz “Onu artık anlayamıyorum. Benim küçük çocuğuma ne oldu?” cümlelerinin sebebi de işte bu kaçınılamayan değişimler. Duyguların yoğun yaşanması, özgürleşme arzusu ve kendi kararını alma isteği, kendi özel alanını oluşturma çabası ve mahremiyetine saygı duyulması talebi, yenilik arayışı, zihnin hızlı gelişimi, yaşıtları ile ilişki kurma ihtiyacı ergenlik dönemindeki çocukta görünen bu değişimlerin davranışa yansımış şekli olarak karşımıza çıkıyor.
Bunun anlamı ise şu: Ergenlik dönemindeki çocuk bir şekilde yaşamını yeniden düzenlemek ister ve bunun için de çaba sarf eder.
Bazen var olabilmek için başkaldırır, isyan eder, karşı gelir, tartışır, dediklerinizin tam tersini yapar, başına buyruk hareket eder. Bazen duygularını yönetemez, bir anda öfkelenir, sesini yükseltir, yemek masasını terk eder, odanın kapısını hızla çarpar. Bazense kendi kararlarını verme isteğiyle son dönemin moda akımlarına uyup riskli ve tehlikeli birçok davranışta bulunarak başını derde sokar.
Bütün bunların sebebiyse kendi kimliklerini inşa edebilmek için “Ben kimim?” sorusuna cevap aramalarından ibarettir. Bulduğu her cevapla birlikte ilgileri, davranışları, duyguları, düşünceleri değişir ergenin. Bir gün gitar çalmak için hevesliyken ertesi gün piyanoya merak salabilir. Bir gün saçlarını kestirmek için saatlerce size yalvarırken ertesi gün buna izin verdiğiniz için sizi sorgulayabilir ya da suçlayabilir. En yakın arkadaşı, dert ortağı bir süre sonra yüzünü bile görmek istemediği bir yabancı olabilir. Yeni değerler ve davranış şekilleri arayan çocuğunuzdaki bu değişimlere nasıl bir tepki göstereceğinizi kestiremeyebilirsiniz. Ergen ebeveyni olmanın zorluğu da buradan gelir zaten.
Ergenlik geleceğin temellerinin atıldığı bir dönemdir. Bütün bu zorluklarla baş edilmesi ve sürecin sağlıklı bir şekilde tamamlanmasının önemi de bundandır. Hem ergen hem de ebeveynleri için dönemin rahat, sağlıklı ve mutlu bir şekilde geçirilmesi için zorluklarından ziyade bu dönemde yapılabileceklere odaklanılması gerekir.
Ergenlik dönemi ile birlikte değişen bu sürece uyum sağlayabilmek için ebeveynlerin çocukları ile kurdukları iletişim tarzının da değişmesi gerekmektedir. Öncelikle çocuğunuzun büyüdüğünü ve birey olduğunu kabul edip ebeveyn olarak iyi bir dinleyici konuma geçmelisiniz.
Ergenlik dönemi ile birlikte artan çatışmalar sebebiyle anlaşılamadığını düşünen ergen kendisini anladığına inandığı arkadaşlarına daha çok yönelir ve sırlarını ebeveynlerinden ziyade arkadaşları ile paylaşmaya başlar. Bu gibi durumlarda ebeveynlerin çocuklarına her konuda kendileri ile konuşabileceği mesajını vererek güven çemberi oluşturmaları önemlidir.
Hep birlikte vakit geçirmeye ve sohbet etmeye özen göstermek de yine bu süreçte atılabilecek en önemli adımlardan bir diğeridir. Bu durum ergenlik dönemindeki çocuğunuz ile iletişiminizi güçlendirmeye fayda sağlayacağı gibi aile olarak daha kaliteli vakit geçirmenize ve paylaşımda bulunmanıza imkan sağlayacaktır. Bu durum çocuğunuzda “ailem beni koşulsuz kabul ediliyor” düşüncesi yaratacaktır ve çocuğunuzun sizden tamamen uzaklaşmasına engelleyecektir.
Böylelikle hem ebeveynler olarak sizler hem de bu dönemdeki çocuklarınız mutlu olacaktır.