İnsanı mutlu eden ve başarılı kılan faktörler nelerdir? Veya mutlu ve başarılı insanların ortak özellikleri nelerdir?
Bu sorular tarih boyunca ve günümüzde insanların özellikle büyük yaşam ustalarının cevabını aradıkları bir mesele olmuştur.
Bu meselede iddialı teorileri olanlardan biride Amerikalı psikolog Martin E.P. Seligman’dır (D. 1942-). Seligman, pozitif psikolojinin kurucusu kabul edilmektedir. Öğrenilmiş çaresizlik teorisi oldukça popülerdir. O 20. yüzyılın en çok alıntı yapılan psikologları arasındadır.
Seligman, Christopher Peterson ile birlikte insan kişiliğinin güçlü yönlerini ve erdemleri (Character Strengths and Virtues) araştırdılar.
Güçlü özellikler
Araştırmalarında, antik medeniyetlerden çağdaş Batı kültürlerine binlerce yıldan beri çok değer verilen güçlü kişilik özelliklerinin (erdemler) listesini keşfetmeye çalıştılar. Çalışmalarında kültürümüzde Yunus Emre, Mevlâna, Hacı Bektaşi Veli ve Hoca Ahmet Yesevi vd. Önemli yaşam ustalarında da yararlandıkları iddia edilmektedir.
Bu bilim insanlarına göre mutlu ve başarılı olmak için altı temel kişilik özelliği (karakter) kişide bulunmalıdır: Bilgelik /bilgi, cesaret, sevgi, adalet, ölçülülük (itidal) ve aşkınlık. Bunların her birinin üç ila beş alt boyutu vardır. Örneğin ölçülülük, öz kontrol (kendi kendini düzenleme), bağışlama (affedicilik), alçakgönüllülük, temkin gibi dört alt başlıklarda incelenmektedir. Toplamda 24 temel kişilik özelliği (güçlü yan) kabul edilmektedir. Yazarlar altı erdem için bir hiyerarşi olduğuna dününmüyorlar.
Başarılı ve mutlu olmak isteyen insanların bu erdemlere sahip olması gerekir. Bunların tek tek incelenmesi bilgi olarak değil davranış düzeyinde kazanılması gerekir.
Bu yazıda bu güçlü özelliklerden ölçülülük üzerinde duralım.
Ölçülülük
Bu yaşam ustalarına göre ölçülü olmanın dört alt boyutu vardır: Öz kontrol, affedicilik, alçakgönüllülük ve temkin.
Ölçülülük, ölçülü, dengeli olma durumu, ılım, itidal, teenni anlamındadır. Ölçülü olamama insanlarda sık karşılaştığımız zayıf kişilik özelliklerinden biridir. Ölçülü olma insanın hep sevgide hep nefrette, hep barışta hep savaşta (kavgada), hep çalışmada hem dinlenmede (vs) olması gereken güçlü yanlardan biridir.
Bir bakıyoruz koca koca (!) insanlar severken de (överken de) yererken de (söverken de) ölçüyü kaçırmışlar. Aynı kişi bir bakıyorsun çocuklarına, kendine zaman ayırmadan çalışıyor, bir bakıyorsun tembellikten ölecek.
Ölçülü olmanın bir alt başlığı ise affetmektir. Bu affetmek (a) başkalarını ve (b) kendini affetme şeklinde iki alt boyutta incelenebilir.
Affetmek
Affetmek ikinci bir şans vermek, acı ve ceza vermekten kaçınmak, hoş görmek gibi özelliklere sahip olmak anlamındadır.
Allen Elkin “Stres Yönetimi for Dummies” başlıklı kitabında (s. 248), affetmenin intikam durumunda strese karşı dikkate alınacak kadar tercihe değer olduğunu belirtmektedir: “İntikam tatlı ama affetmek daha az stresli.”
Geleneksel kültürlerde affetmeye yapılan vurgu yanında son yıllarda affetmek ile ilgili bilimsel çalışmalarda yapılmaktadır. Bu çalışmalarda bir başkasını affetme yanında bireyin kendini affetmesi de incelenmiş. Nitekim Ülkemizde yapılan bir doktora tezinde insanın kendini affetmesi konusu incelenmiştir (bk. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ S: 241).
Kendini affetme meselesini gelecek yazılara bırakarak önce affetmek ile ilgili birkaç sözü paylaşalım:
-Affetmek insana ait önemli erdemlerden biridir. Tersine bir durum ise çok akıllı bir davranış değildir. Nitekim “Aptallar ne affeder ne unutur, saflar affeder ve unutur, akıllılar ise affeder; ama asla unutmaz” (Thomas Szasz).
-Zayıflar asla affedemez, bağışlama güçlünün niteliğidir (M. Gandhi)
-Özür dilemek sizin haksız olduğunuz manasına gelmez. Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin egonuzdan yüksek olduğunu gösterir (S. Freud).
İnsanın güçlü yanları (erdemleri) ile ilgili incelememize gelecek yazılarımızda da devam edelim.
Son söz: Güçlü kişiler yüksek erdemlere sahip olanlardır.