2018 Temmuz ayının ilk günleri…
Mısır’da İskenderiye'de tahminen 2500 yıl öncesine ait 30 tonluk bir lahit bulundu… Mısır’da bulunan lahit mezarın içi 3 mumya ile renkli bir sıvı ile doluydu.
Bundan sonra başladı tartışmalar. Tartışmalarda dikkatimi iki konu çekti:
-Lahitin içindeki sıvının hayat iksiri olduğu iddia edilerek içilmesi yönünde sosyal ortamda kampanya başlatıldı…
-Lahitin içinde bulunan 3 kafatasının -Batı basınında yer alan haberlerde de- “Büyük İskender'e” ait olduğu iddia edildi…
İksir…
Arapça kökenli bir kelime olup hayatı ölümsüzleştirme, madenleri altına çevirme vb. olağanüstü etkileri olduğuna inanılan sıvıya denilmektedir…
Şairin biri “Herkes her yerde arıyor / Abı Hayatlarının iksirini!” demiş
Doğrusu herkesin, her yerde, her şeyden, herkesten hayat iksiri araması beni işkillendirmekte (kuşkulanmak)… Bu sefer biraz daha konuyu yakından bakmak istedim.
Böylece internetten konuyu bir araştırayım dedim. Konu eskilere gidiyor. “Çin'in ilk imparatoru MÖ 210 yılında ölmeden önce ölümsüzlük iksirinin bulunması için kapsamlı bir araştırma başlatmış.” Ama yaşamadığına göre anladığımız kadarı ile O’da bulamamış…
Ya günümüzde! Bayağı iksir arayıcısı var. Bunları görünce duyunca ister istemez insan işkillenmekte…
Kısa bir araştırma sonunda işkillenmenin çokta yersiz olmadığını anladım. Şimdi sizlerle bazılarını paylaşayım:
Bezirgânlar…
Hayat iksiri yazdım ilk siteye baktım “13 adet ürün (kitap)” pazarlandığını gördüm…
Bilim adamları, 'Hayat iksiri' de denebilecek ve hayatı ortalama yüzde 12 uzatan bir karışım buldu. Aminoasitlerden oluşan bu karışım sayesinde en azından şimdilik farelerin yaşam sürelerinin yüzde 12 oranında uzadığı anlaşıldı. Araştırmacılar, “ilerleyen zamanda” bundan özellikle yaşlı ya da hasta insanların da yararlanabileceğine inanıyor…
Bu iksirde “ilerleyen zaman” dikkatimi çekti. Çin'in ilk imparatoru MÖ 210 araştırmış ve O’na yetişmemiş… Olsun kesin tarih yok “ilerleyen zaman” bize yetişmez anlamına gelmez…
Bir başka örnekte süt ürünü olan kefiri pazarlarken “Kafkaslardan gelen hayat iksiri: Kefir” şeklindeydi… Uzun uzun anlatmışlar…
Bir başka örnek… Özbek bilim adamlarına göre, kaplumbağa kanından elde edilen "Tortezin" adlı ilaç, ömrü uzatıyor. En az 100 yıl yaşama imkânı vereceği öne sürülen "hayat iksiri", radyasyondan da koruyor…
Yoruldum ve araştırmadan vazgeçtim…
Her gördüğün sakallı…
Her neyse yazımızın konusu olan lahidin içindeki sıvının ne olduğu da açıklığa kavuştu.
Mısır Tarihi Eserler Yüksek Konseyi uzmanlara lahidin içindeki sıvıdan numune alarak analiz ettirmişler. Hazırlanan rapora göre lahit içindeki sıvının, hayat iksiri ya da kırmızı cıva değil “lağım suyu” olduğu belirleniyor…
Yetkililer lahitin üzerinde hangi döneme ya da kime ait olduğuna dair hiyeroglif yazılar ya da süslemeler olmadığını kafataslarının kime ait olduğu ile ilgili ellerinde bulgu olmadığını söylemişler…
Atalarımız her gördüğün sakallıyı deden sanma demiş.
Her gördüğünü büyük sanma…
Her bulduğunu yeme-içme…
Her bulduğunu okuma…
Her renk solar…
Ve dahi şunu düşünmeyi unutma:
Dünya geçicidir…
Her renk er veya geç solar…
Biyolojik her canlı doğar yaşar ve ölür…
Yapılan her eser eninde sonunda harap olur…
Çok uzatmadan söyleyeyim “Baki kalan kubbede hoş bir sedadır.”
Ne mutlu geride hoş bir ses bırakanlara…
Bu vesile ile bayramınızı tebrik eder, sağlık ve huzur dilerim…