Jan Böhmermann ismini duydunuz mu? Alman devlet televizyon kanalında Cumhurbaşkanımızın şahsında Türklere karşı nefret suçu işleyen bir ırkçı…. Yabancı düşmanı ırkçı dazlakların ekranlardaki sözcüsü…
ALMAN ZDF ekranlarında dalgalanan Türk bayrağı altında; Ortaçağ krallarının soytarılarını gölgede bırakacak şarlatanlıklar yaparak sanat yaptığını sanan, medya krallarının soytarılığını yapan bir zavallı…
 Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iğrenç sözlerle saldıran, insan diyemeyeceğim bir yaratığın sözüm ona şiirini,  internette izlediğimde yüzüm kızardı… Midem bulandı…İnsanlığımdan utandım….
Jan’ın programda okuduğu şiir ZDF’nin sitesinden kaldırıldı… Yabancı düşmanı Neo Naziler Jan’a destek vererek, o şiirin ZDF’nin internet sitesinden kaldırılmasına karşı çıkarken, halkın büyük bir bölümü Jan’a da, ZDF’nin bu şiiri internet sitesinde yayınlamasına da karşı…
Bu ahlaksızlığı savunan içimizden tanımlayamadığımız insanlar da var. Ulusal bir gazetemizin başyazarının nefret söylemleri ile kaleme aldığı yazılar Alman Bild gazetesinde yayınlandı. Hakaret ve küfürle dolu bir şiiri fikir özgürlüğü adı altında savunması akıl tutulması; bir eğitimci olarak kınıyorum. Yazıklar olsun!
Bild'e yazan Özkök şu ifadeleri kullandı: "Sana iyi haberlerim var Jan. Burada hiç kimse senin ceza alacağını düşünmüyor. Ayrıca üç hafta önce cumhurbaşkanına hakaret nedeniyle hapis cezası alan birinin cezası Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.
Şunu bil ki, okuduğun şiir nedeniyle seni hapse attırmak isteyen kişi de yıllar önce okuduğu şiir için hapis yatmıştı. Ama buna rağmen fikir özgürlükleri konusunda hiç tahammülü olmadı. Şimdi ise sadece onu destekleyen maaşlı Twitter kullanıcıları senin suçlu olduğunu düşünüyor. Türkiye'de hür düşüncesi olan herkes senin ifade özgürlüğünü kullandığını biliyor." Özkök’ün bu nefret dilini anlamakta zorluk çekiyorum. Bu seviyesizliğin yorumlarını okuyucularıma bırakıyorum.
Almanya’nın ünlü gazetelerinden Die Welt editörü Christoph Hasselbach ise erdemli bir gazetecilik örneği verdi. Böhmermann’ın ucuz reklam peşinde olduğu görüşünü savunuyor. Hasselbach :’Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik dizeleri, bir kamu yayıncılık kuruluşunda şimdiye kadar görülüp duyulan en ilkel, en argo ifadeleri içeriyor. Kişisel hakaretlerle neye ulaşılmaya çalışılıyor? Laf olsun diye sınır aşmak mı? Herkes hiciv yapıyorum diye istediğine sövebilecek, örneğin yabancılara karşı nefret söyleminde bulunabilecek mi'?
 
Sözün bittiği yerdeyiz… Taraf olmak önemli değil, insan olmak önemli...