-İnsanoğlu sahip olduğunun değil, sahip olmadıklarının konusunu dile getiriyor.
-Dolayısıyla birçok konuda ayrımcılığın ve eşitsizliğin yaşandığı ve yaşatıldığı coğrafyalar da böyle bir günün oluşturulması aslında batının, kendi derdine çare arayışının bir göstergesiymiş gibi geliyor bana.
-Dünyanın birçok ülkesinde de kutlanılan ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ ilk olarak 20. Yüzyılın başlarında Kuzey Amerika ve Avrupa’da ortaya çıkarak, kadının ulusal, etnik, dinsel, kültürel, ekonomik ya da siyasi ayrımlarına bakılmaksızın başarılarının ve üretiminin tanındığı bir gün olarak ilan edilmiştir.
-Gelelim kendi topraklarımıza; ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ ülkemizde ilk 1921 yılında tamamen farkındalık yaratacak eylemlerle kutlanmaya başlanmıştır.
-Ancak son yıllarda ismi ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak değiştirilip nedenini anlamadığım büyük bir ihtişam ve coşkuyla kutlanmaktadır.
-Mağazalarda indirimler, etkileyici reklam filmleri, hediyeler, çiçekler ve hatta kutlama geceleri… Peki, 9 Mart olunca ne oluyor? Tabi ki her şey unutulmuş oluyor, kimse 8 Mart’ı hatırlamıyor bile.
-Tabi ki istisnaların ve devamı gelen sosyal projelerin olduğunu yadsımamakla birlikte; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, bir taraftan tamamen içi boş, anlaşılmamış, insanları daha çok satın almaya teşvik eden, pazarlama şovlarıyla süslenmiş bir gün haline gelirken diğer taraftan da abartılı bir şekilde sanki bu topraklarda kadınlar yüzyıllardır acı çekiyor, zulüm ve baskı görüyor gibi gösterilmesi size de dengesiz ve abartılı gelmiyor mu?