Gelişmiş ülke ve medeni şehir olmanın önemli ölçütlerinden biriside yeşil alanlardır. İlimiz su kaynakları ve orman alanları bakımından zengindir…
Uçak yolculuklarında özellikle cam kenarında oturmayı tercih ederek kuş bakışı yaşadığımız toprakları görmeye çalışırım. Gökyüzünden yeşil ve suyun oluşturduğu manzara Kuzey-Batı Avrupa ülkesini anımsatıyor…
Kahramanmaraş her geçen gün değişiyor. Bu değişimde şehirde yapılan küçük-büyük parklar ve mesire alanlarının payı hiç şüphesiz çok büyük…
Eskiden yapılmış veya yeni yapılan bu alanları gidip görmek, içinde oturmak ve de varsa yapılan değişiklikleri görmek için zaman zaman ziyaret ederim…
Kahramanmaraş’ta Arslanbey Mesire Alanı, Yavşan Yaylası, Başkonuş Yaylası, Fırnız,
Yedi kuyular Kayak merkezi, Menzelet Mesire alanı, Aliya İzzet Begoviç Parkı vd. birçok kez ziyaret ettiğim yerler… Bu yerlerin ziyaret edilmesini öneririm…
Son olarak “Arslanbay ve Kapıçam Tabiat Parkına” gittim…
Botanik Bahçesi…
Kanaatimce şehrimizin gezilmesi gereken alanlarında biri “Kapıçam Tabiat Parkı” adı verilen mesire alanı içindeki botanik parkıdır. Ülkemizin 30. Tabiat Parkı olarak ilan edilen Kapıçam Tabiat Parkı 2000 dekarlık alanı kapsamaktadır. İl merkezine de oldukça yakındır.
Kapıçam’a gittiğimde önce mesire alanına uğradım. Yeni spor tesisleri ve yol yapım çalışmaları devam ediyordu. Extrem Sporlar Parkı yapım çalışmalarını ve kullanıma başlanılan tesislerin bir kısmını gözlemleme fırsatım oldu. Adrenalin düşkünlerinin ziyaret edeceği bir yer olmaya aday… Ancak tesislerden her kesimin yararlanması için ücretlere dikkat edilmesi gerekir düşüncesindeyim…
Buradan sonra Botanik Parkı gezdim… Kapıçam Tabiat Parkı’nın 110 dekar kadarı Botanik Bahçesi olarak düzenlenmiş. Daha önce defalarca gezmiş olmama rağmen burası beni hep cezbediyor. “Çocuklara bak bu ağaç burada da yetişiyormuş” demek beni mutlu ediyor. İçinde üç adet yapay küçük göl/havuz başka bir güzellik katıyor buraya…
Mesire alanları/parklar içinde yürürken aklıma “Bu alanları hangi sosyal sınıf/tabaka buraları kullanıyor?” sorusu gelir ve o gözle bakarım çevreme…
Sosyal sınıflar…
Park ve mesire alanlarında gördüğüm sosyo-ekonomik açıdan daha dezavantajlı grupların buraları kullandığı yönünde. Belki de zaten buralar öncelikli hedef olarak bu toplumsal kesimler düşünülerek planlanmıştır. İlimizde sosyo-ekonomik seviyesi daha iyi olan gruplar yüksek yerlerde ve özel bölgelerde müstakil, bahçeli ve yüksek avlu duvarları ile çevrili mekânlarda oturmaktadır. Bürokrasi, ticaret vs alanlarda “şehrin ileri gidenlerini” buralarda çok nadir görebiliyoruz.
Geçenlerde zengin bir iş adamı hemşerimiz “Daha önce zengin ve fakir aynı mahallede birlikte yaşardık. Bazen annem pişirdiklerimizden komşularımıza gönderirdi” diye anlatmıştı…
Mahalleler farklılaştı… Bir yandan belki de Avrupa şehirleri standartları diğer yanda 3. Dünya standartlarında yaşayan insanlar…
Hâlbuki bu yerler değişen sosyal yapı dikkate alındığında farklı sosyal kesimlerin buluşma noktası olabilir…
Öneriler…
Son iki hafta sonunda Arslanbey Parkında yürüyüş yaptım. Yaz günlerinde yürüyüş için ideal bir yer. Ağaçlar yürüme bölgesini tamamen gölgelemiş; oldukça da sakin ve serin.
Bu alanları gezerken olumlu ve olumsuz birçok düşünce de insanın zihninden geçiyor…
Şunu öncelikle belirtmek isterim: Bu tesisleri hizmete sunanları; emeği geçenleri tebrik ediyorum...
Tesisler yapılırken doğal yapıya uygun malzeme kullanılması önemsenmelidir. Örneğin Aslan Bey Parkındaki ahşaptan mescit ve diğer yapılar yakışmış. Ama yeni yapılan sert zemin/iç yol iyi olmamış.
Tesislerde temizlik, güvenlik, yeşil alanların kötü kullanım önemli sorun. Vatandaşlarımızın tesisleri kullanımda özenli davranması gerekir. Bu yerlerde şehir kültürüne/ortak yaşama yakışan bir davranış göster(il)melidir…
Parklar ve mesire alanları ile ilgili gözlemlerin hepsini yazmak mümkün değil. En iyisi hafta sonları fırsat buldukça sıra ile buralara gitmenizi öneririm…