Taze bir haber...Kahramanmaraş 4. Uluslararası Kitap ve Kültür Fuarı’nı üç günde 50 bin kişi ziyaret etti...
Ulusal bir gazete okuduğum bu haber beni düşündürdü...Kitap fuarlarındaki ziyaretçi sayısının artması, gerçekten çok iyi okuma oranlarına sahip olduğumuzu gösterir mi?
Bu soruya Türkiye gerçekleri ile cevap verirsek, karşılacağımız tablo hayal kırıklığıdır.
Poşetler dolusu eserler satın alanlar da dahil kitaplarla aramız yine de pek iyi değil.Kitapçılardan ve kitap fuarlarından alınan eserlerin kapaklarını açamayan yüz binlerce insan var.
Şindi yüzleşme zamanı...Kitap fuarlarının bir şenlik havası içinde geçtiği;azınlıkta kalan okuma sevdalılarının dışındaki ezici kalabalığın bu ortamı sosyalleşme aracı olarak gördüğünü kabul edelim.
Bir yıl önce yaşadığım bir anım aklıma geldi...Kitap fuarından gelen lise formalı gençlerle,Sezai Karakoç Kütüphanesi önünde karşılaşmıştım....Satın aldıkları kitapların poşetlerini taşımakta güçlük çekiyorlardı...Biraz sohbet ettikten sonra elerindeki kitapları inceledim. Aşk,fantastik,macera,bilim-kurgu tarzında yazılmış kitaplar dikkatimi çekti. Dünya klasiklerinden,Türk edebiyatının şaheserlerinden bir tane kitap poşetlerinde yoktu.
Üzüldüğümü gençlere samimi duygularımı ifade ederek ilettim.Sözlerimin havada kalacağını bile bile çeşitli kitap isimleri önerdim...
Aradan bir kaç geçtikten sonra gençlerden biri ile tekrar karşılaştım...İyi hatırlıyorum; çocuğun poşetinde beş kitap vardı.Kaç kitabı okuduğunu sordum;’hocam,vakit bulamadığımdan kitabın birisini bile biteremedim’cevabı ben yanıltmadı.
Ülke olarak ‘okuyamama’ problemi yaşıyoruz.
Maalesef kitap fuarları yeni okur yaratmıyor.Toplumda göstermelik statü kazanma adresi gibi gözüküyor ...
Timaş Yayınları editörü Yavuz Türk bir gerçeği dillendiriyor.... Günümüzde kitapların okumak için değil, sosyal medyada paylaşılmak için satın alınabildiğine temas eden Türk ,’Kitabın bizdeki yeri eskiye kıyasla çok değişti. Artık okumak için değil, kültürel statü için kitap satın alabiliyoruz’derken haklı değil mi?