'1980 yılıydı… Adana- Düziçi Öğretmen Lisesinde öğrenciydim... Okulumuza söyleşi yapmak için bir şairin geleceğinden bahsettiler. Şairin, Kahramanmaraşlı olduğunu duyunca daha da heyecanlandım. Ozanın adı Bahattin Karakoç’tu... Okulumuzun toplantı salonunda gerçekleşen, şiir tadındaki söyleşileri beni çok etkiledi. Kendi sesinden şiirlerini dinlemek ise daha keyifliydi. Memleket tadındaki mısraları beni alıp başka dünyalara götürmüştü. Tanışmak için sabırsızlanıyordum… Teksir kağıdına basılmış imzalı kitabını aldığımda ise mutluluktan uçuyordum…İlk şiir kitabım olmuştu...Kaç kere okudum bilemiyorum...İç dünyamda duygu fırtınaları estirmişti. İki Maraşlı şair; Karacaoğlan ve Bahattin Karakoç’un eserlerini okumak , mısralarını yaşamak; bana şiir yazma keyfi aşıladı'.

Bu sözlerin sahibi;26 yıllık öğretmen Vehbi Köroğlu…1969 Andırın doğumlu... Ortaokul ve liseyi yatılı olarak,o zaman bucak olan Düziçi 'nde okumuş. Duygularını mısralara doldurma becerisini, memleketinden- ailesinden uzak; hasret dolu öğrencilik yaşamından almış diye düşünüyorum…

'Şairler Şehri' Kahramanmaraş… Halk şiirinin büyük ustası Karacaoğlan’dan, modern şiirin en önemli temsilcisi Necip Fazıl’a, Erdem Bayazıt’tan Cahit Zarifoğlu’na, Nuri Pakdil’den Aşık Mahzuni’ye, Abdurrahim - Bahattin Karakoç kardeşlere kadar pek çok söz ustasının şehri… Galiba bu topraklarda şairliğin geni var.İçimizdeki insanları konuşturan ‘Edeler’ sözcüklerle dans ediyorlar.Sanki yaşam biçimleri olmuş…Onlardan biri de öğretmen Vehbi Köroğlu…Değerli hocamızdan, yüreğimizi titreten bir şiir...

 Damdaki ses 

Damdasın rüzgara karşı yüzün

Efil efil esen dertlere ortak mısın?

Haber mi beklersin yoksa?

Uzaklara dalmış buğulu gözün.


Artık düşlerimde, acılarımda sensiz

Sarı saçlarından suçlu değilsin

Kim kaç paket tütün içer bilemem

Dilsiz artık hatıralarım, acılarım.


Dağ başında kar,boran,hüzün kokar

Dülgerler toplanmış tabutum çakar

Aklım firari, ruhum bedenden çıkar

Toplanmış dostlarım mezar kazar.