2023’de, ne zaman yapılacağı bir türlü netlik kazanmayan genel seçimler için takvim belirleme telaşı sürerken, milletvekili aday adayları yavaş yavaş arz-ı endam etmeye başladılar. Kimisi açık açık aday adayı olduğunu ilan ederken, bazıları da puslu havayı bekler gibi, yarını bekliyor, havayı kokluyor, nabız tutuyor ve sonra da kararını verecek!
İnşallah, maşallah!
İşin suyunu çıkardılar, cılk yumurtaya dönüştü mesele. Bakıyorum çevreme, herkes kendini potansiyel milletvekili yerine koymaya başladı.
Bir de Cumhurbaşkanı kim olacak!
Yereli yazan, yereli düşünen biri olarak, kimin olacağına çok da kafayı takmış değilim. A olacak, B olacak, X veya Y olacak diye fikir beyan etsem, kırk yerden saldırıya geçecekleri için, susma hakkımı kullanıyorum.
*
Bazılarının gönlünden geçiyor, fakat naz yapıyor, cilveleşiyor. Olsam mı, olmasam mı diye fal tutuyor, dilek tutuyor, dilek ağacına çaput bağlıyor, kendini naza çekiyor, karşısındakinin duygularını öğrenmeye çalışarak, bir de ‘istemem, yan cebime koy!’ diyenlerle karşılaşıyorsunuz!
Milletvekili adayı ya da aday adayı olmak isteyenlerin üç hedefi var.
Birincisi; Hasbelkader varsa bir koltuğu, bir etiketi, bir ünvanı onu korumaya veya bir basamak daha yukarı sıçramak…
İkincisi; Aday veya aday adaylığı ile varlığını hissettirmek, isim yapmak, şov yapmak, ‘ben buradayım!’ dedirtmek, ‘Milletvekili aday adayı’ etiketi almak. Yani işin havasında, ununda değil, ününde…
Üçüncüsü; Gerçekten (Partisinin bir önemi yok) ülkesine, şehrine hizmet etmek. Aidiyet duygusu ile insanlara dokunmak, insan biriktirdiğine inandığı için memleketine yararlı olmak.
Çoğu samimiyetten uzak, çoğu un’dan çok ün derdinde. Az da olsa sayıları, davası uğruna şehrine hizmet edebilmek…
*
Bu meseleye şu nedenle girdim!
Ocak 2023’ten itibaren siyaset ateşi daha alevli olarak yanacak. Ateşin altına odun atanlar kadar, benzin dökmeye çalışanlar da çıkacak. Herkes birbirini rakip gördüğü için, birbirine çamur atacak! ‘Ondan bir halt olmaz, ben vekil olursam, ülkeme, şehrime daha yararlı olurum!’ avuntusu ile bel altı vuracak, kendi kendini kandırdığının, aday dahi olsa eşinden bile oy alamayacağını bildiği halde, aç tavuk kendini darı ambarında görürmüş misali, potansiyel vekil olacağına kanaat getirmiştir garibim.
Varsa parası, onu da harcamaya başlar yavaş yavaş. Malum, parasız siyaset olmuyor. Yoksa paran, gidip Ulu Cami önünde kil satacaksın! Parasız adama selam ve hatta öpücük bile vermiyorlar günümüzde.
*
Tüm partilerde aday adaylığı için istifalar başladı. Cumhur ve Millet ittifakı kanadındaki istifalara bakıyorum, dedim ya, herkes kendini potansiyel milletvekili yerine koyuyor, çoğu boş çuval.
Daha önce olanlar da ‘yenilen pehlivan güreşe doymazmış’ misali, bir kere daha denemekten ne çıkar umuduyla ‘bir daha, bir daha!’ demeye başladılar bile.
Tadı damaklarında kaldı herhalde!
Kerameti kendinde sayanlar ve siyaset ehli olduğunu düşünen çapsızlar var mesela şahsım şehrinde. Karekök desen sıfır. İl Başkanı iken dahi parti ile arasına duvar ören, tabandaki kopuşlara seyirci kalan, halktan, davadan kopuk, partisinin milletvekilini dahi partiye uğramayacak kadar araya mesafe koyan, gerçek partililerin başka partilere gitmesine zemin hazırlayan, akıldan ve fikirden yoksunlar da milletvekili aday adaylığı için istifalarını verirken, önemli bir ismi aradım, durumu sordum.
*
Yerel siyasetin hafızası sayın Fırat Görgel. O’nun da istifası bekleniyordu. En azından milletvekili olması beklentisi ile istifası gündemde iken, aradığımda ‘Yok Mehmet abi, görevimin başındayım, partimi seçimlere hazırlayacağım!’ demişti.
Haysiyet ve onur abidesi sevgili AK Parti İl Başkanı Fırat Görgel, partiyi yeniden dizayn edecek. Kendisine verilen görev bu. Şehrimizde, Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın temsilcisi olduğundan, söz sahibi, güç sahibi.
Kudretli ve partinin gülümseyen yüzü, beyefendi kişilik sayın Görgel, omuzlarına yüklenen sorumluluğun farkındadır mutlaka. Belirleyici olacak, karar verici olacak. ‘Şu milletvekili olsa iyi olur, uyumlu, gerçekten dava adamı’ dediklerinden başka, ‘Şundan, bundan bir cacık olmaz, zaten şaibesi dolu, milletten tepki toplarız!’ dedikleri de olacak mutlaka.
*
Demez ise başı ağrır, fatura kendine kesilir! Şuna benzer, Bir kızın oğlana istenmesi için aracılık edersin, evlenirler, çiftler mutlu olur, huzur içinde barışık yaşarlarsa, ‘Kızı biz bulduk’ derler, yok eğer aksi çıkarsa, ‘Bak, senin önerdiğin oğlan ya da kız aha işte bu!’ Hemencik günah keçisi ilan edildin bile.
İyi çıkarsa bahtına, kötü çıkarsa kaderin…
Ama kimseye ‘aday adayı olma!’ deme şansı yok. Herkesin demokratik hakkı. temayülde kaç oy alır, (gerçi temayül işin hikaye tarafı da, neyse… Bir faydası var, partiye para akacak) genel merkez temayüldeki sıçrama tahtasına kaç puan verir, ehliyeti ve liyakati dört dörtlük mü ona bakar.
*
Özgül ağırlığı ve kamuoyunda karşılığı olanlar (biraz da parası), zaten Genel Merkezce kabul görecektir.
Anketler yapılacak, özel ekipler gelip gizli çalışmalar yapacaklar. Kamuoyu önünde ismi öne çıkanlar araştırılacak, yedi sülalesi ve seceresi mercek altına alınacak, rapor edilecek.
Milletvekili olursa şansına, olmaz ise kaderine küsecek!
Bu mesele için nazlananlara, cilve yapanlara sözüm şu, niyetiniz halis ise, kendinize güveniyorsanız, özgül ağırlığınızdan ve aklınızdan şüpheniz yoksa, sabıkanız, suç dosyanız yoksa bırakın oyunu oynaşı, siz Maraş’ı fethedecek yaştasınız!
Hadi koçum, durma, kim tutar seni…