Manşet haber: Genel Cerrahi doçenti, tıp öğrencisi tarafından bıçaklanarak öldürüldü...
Olay Elazığ’da geçiyor... Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesinde görevli genel cerrahı Doç. Dr. Mustafa GİRGİN, Tıp Fakültesi 5. sınıf öğrencisi Fatih Şemsettin Aktaş ile pratisyen hekim olan sevgilisi Çağla Gül Balo tarafından planlı bir şekilde tuzağa düşürülerek öldürülüyor.
Ulusal gazetelerin, haber ajanslarından aldığı bilgiler böyle...
Bu haberi masaya yatırdığımızda önce aklımıza çeşitli senaryolar gelir.Ve hayal gücümüzü çalıştırmaya başlarız. Maalesef toplum olarak en kötü alışkanlıklarımızdan biri de yargısız infaz yapmak olduğunu hatırlatmak isterim.
Şimdi de olayın içeriği daha netleşmeden, yorum yapmanın yanlış olduğunu düşünüyorum.
Beni düşündüren bu olayın faillerinin birer doktor adayı olmaları...
Doktorluk günümüzde en saygın mesleklerden biridir.Kariyeri ve ekonomik gücü tartışılmaz... Günümüzde tıp fakültesini kazanıp,mezun olabilmek hem ebeveynlerin hem de birçok öğrencinin en büyük hayalidir.
Ülkemizde her yıl üniversite sınavına 2 milyon civarında öğrenci giriyor ve bunlardan sadece şu anda 14.000 tanesi Tıp Fakültesini kazanabiliyor. Yani sınava giren her 1.000 kişiden sadece 7 tanesi Tıp Fakültesi okuyabiliyor.
Hal böyle iken her ülkenin gururudur hekimler...Altın beyinleridir...Sahip çıkılması gereken değerleridir.
Gelelim bu trajik olayı halkın okumasına...Birçok insan, failler için ilk düşündüğü; 'okumuş ama adam olamamışlar' der.
Halkımıza göre okumuşlar ;genellikle kendi değerlerini paylaşmayan, kendinden kopuk ve kendine uzak insanlardır.
Türk halkı aydınlardan ne bekliyor?
Kendini kaybetmeyen ,nereden geldiğini,nereye gideceğini¸ niçin yaşadığını¸ değerlerimizi¸ büyüklerini asla unutmayan okumuşlar istiyor..
Şems-i Tebrizi'nin güzel bir sözü bunu çok güzel açıklar :'Yaşamda her şey olabilirsin, fakat önemli olan yaşam içinde insan olabilmektir.'