6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinin üzerinden 1 buçuk yıl geçti ancak depremzedelerin gündemleri bir türlü normalleşmedi. Depremden sonra yapılan hasar tespit çalışmalarında binalar için “hasarsız, az hasarlı, orta hasarlı ve ağır hasarlı” şeklinde değerlendirmeler yapıldı. Ağır hasarlı olarak tespit edilen binalar Kaymakamlıklar himayesinde yıkıldı, halen de yıkılmaya devam ediyor… Orta hasarlı binaların akıbeti uzun bir süre belirsizliğini korudu.
7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerl Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 13.maddesinin (b) bendinde orta hasarlı binalar için; Hasar görmüş, fakat ıslahı mümkün olan binaların fen kurullarının göstereceği şartlara göre tamiri yapılıncaya kadar içine girilmesine ve oturulmasına izin verilemez. Bu binalar 1 yıl içinde tamir ettirilmediği ve itiraz da olmadığı takdirde yukarıdaki esaslar dahilinde yıktırılır.” Hükmü içermekte. Bu maddenin meali şu; orta hasarlı bir binanız var ise fen kurullarının göstereceği şartlara göre bir güçlendirme süreci içerisine girmeniz gerekiyor. Eğer 1 yıl içerisinde güçlendirme yapmazsanız binanız ağır hasarlı olarak kabul ediliyor. Peki sorun ne? 2023 yılının Kasım ayına kadar orta hasarlı binaların nasıl güçlendirileceği hakkında hiçbir devlet kurumu tarafından herhangi bir yöntem açıklanmadı. Kanun maddesinde belirtilen “fen kurullarının göstereceği şartlar” bir türlü belirlenmedi. Bunun sonucu olarak da esasen 6 Şubat 2024’te bitecek olan 1 yıllık güçlendirme süresi Cumhurbaşkanlığı tarafından uzatıldı.
Hasar tespit çalışmaları sırasında; hasar tespit çalışmalarında bulunan mühendislerin iş yükünün ve yoğunluğunun çok fazla olması nedeniyle yeterli inceleme vakti ayıramamaları, depremin yaşattığı psikoloji, artçıların sürekli olarak devam ediyor olması, bina projelerinin hasar tespit çalışmaları sırasında incelenememesi gibi sebeplerle hasar tespit çalışması görevlileri çok fazla riske girmeyerek, aslında az hasarlı olabilecek binalar için de orta hasarlı raporu tanzim etti. Zira bir binaya az hasarlı tespiti yapıldıktan sonra binanın bir artçı depremde yıkılması halinde tespiti yapan görevlinin cezai ve hukuki sorumluluğu bulunmaktaydı. Hasar tespit görevlileri de bu riski almamak için şüpheli oldukları bütün binalara orta hasarlı raporu verdi.
Kanun’un tek başına hasar tespit raporlarına karşı dava açılmasını engellemesi, hasar tespit raporlarının ancak “yıkım kararı, hak sahipliği işlemi” gibi asıl işlemlerle birlikte dava edilebiliyor olması nedeniyle orta hasarlı bina sahipleri, düzenlenen orta hasarlı tespit raporlarına karşı da dava açamadı. Anayasa Mahkemesinin 2023/134 E. 2023/209 K. 30/11/2023 T. Sayılı kararı ile; "5/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 2/7/1968 tarihli ve 1051 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle değiştirilen 13. maddesinin (a) fıkrasına 29/5/2003 tarihli ve 4864 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle eklenen altıncı paragrafın birinci cümlesinde yer alan “…hasar tespit raporları ancak asıl işlemlerle birlikte dava konusu edilebilir.” İbaresi iptal edildi. Bu iptal kararından önce açtığımız “hasar tespit raporlarının düzeltilmesi” talepli davalarımız reddedilirken, bu karardan sonra açtığımız davalarımız kabul edilmeye başlandı. Devlet, kendi yarattığı mağduriyeti farklı yollarla gidermeye çalıştı ama bu gelişmeler bütün mağduriyetlerin sona ermesine yeterli olmadı.
2023 yılının Kasım ayında; “orta hasarlı binaların geleceğinin belirsizliğinin ortadan kaldırıldığı” iddiası ile resmi adı 7269 Sayılı Kanunun Geçici 27 inci Maddesi Uygulama Genelgesi olan, kamuoyunda ise Orta Hasarlı Binalar genelgesi olarak bilinen 2023/8 sayılı genelge yayımlandı. Fakat bu genelge daha fazla belirsizlik getirmekten başka bir işe yaramadı.
Bu genelge ile, orta hasarlı binaların 29/12/2023 tarihine kadar güçlendirme projesi çizdirerek güçlendirme için yapı ruhsatı verilmesi başvurusunda bulunmak zorunda olduğu belirlendi. Bu tarihe kadar başvuruda bulunmayan, yapı ruhsatı alamayan ve 1 yıl içerisinde güçlendirme işlemlerini tamamlamayan orta hasarlı binaların ağır hasarlı binalar gibi işlem göreceği belirtildi.
Türkiye imar aflarının ülkesi olduğu için vatandaşlar geçmişten bu güne “devlet bizi evsiz bırakmaz, mağdur etmez, ne de olsa ileride af çıkarır ruhsatımızı verir” düşüncesiyle kanunun belirlediği usullere uymaksızın evler yaptırdı ve gerçekten de devlet imar afları ile sonradan bu ev sahiplerine, yapı sahiplerine ruhsatlar verdi, belediyeler elektrik su aboneliği, kapı numarası verdi. Bu sayede ruhsatsız binalar devlet tarafından tanınmış oldu ve sonran ruhsatlı hale gelmiş oldu.
Gelinen noktada; bu tür binalara güçlendirme ruhsatı verilmedi ve güçlendirmesi yapılamayan bina sahiplerine yıkım kararları tebliğ edilmeye başlandı. Devlet ne yapmış oldu şimdi? Kendisinin varlığını kabul ettiği, hukuka uydurduğu, sonradan ruhsatlı hale getirdiği binalar için “ben bu binaları kabul etmiyorum, o yüzden size yapı ruhsatı veremem” dedi ve güçlendirilmelerine izin vermedi. Acaba birileri; daha önce kendi elleriyle çıkarmış oldukları imar aflarının pişmanlığını yaşadı ve imar aflı, ruhsatsız(sonradan ruhsatlı) binaları yıkabilmek için kendince bir yöntem mi çıkardı? Minareyi çalan kılıfını mı hazırladı? Bana sorarsanız, evet. Yıllarca imar afları çıkartarak, ruhsatsız binalara elektrik su abonelikleri vererek bu binaları hukuka uygun hale getirdiniz, vatandaşları ruhsatsız binalar yapma konusunda şevklendirdiniz. Şimdi ise kazanılmış bu hakları ellerinden almaya çalışıyorsunuz. Başta yaptığınız imar afları hukuka aykırı olsa bile, sonradan geçici ruhsat, elektrik su aboneliği verdiğiniz bu binalar için yapı ruhsatı vermekten kaçınamazsınız.
Peki bu saatten sonra ne yapılabilir? Yıkım kararı tebliğ edildiğinde 30 gün içerisinde İdare Mahkemesinde iptal davası açılarak binanın yıkılmasının doğru olmadığı ileri sürülmeli ve ivedi bir şekilde yürütmeyi durdurma kararı verilmesi talep edilmelidir. Yapı ruhsatı verilmemesi işlemine karşı dava açılarak, yukarıda saydığımız gerekçelerle yapı ruhsatı verilmesi talep edilebilir.
Yıkım kararını tebliğ alır almaz, 1 gün dahi kaybetmeden konusunda uzman bir avukata danışarak hemen aksiyon almadığınız takdirde bir sabah; binanızın yıkıldığı haberiyle uyanmanız içten bile değil. Sağlıcakla ve huzurla kalın..