Depremde evsiz kalan depremzedeler için yapılan TOKİ konutlarının teslim edilmeye başlanmasıyla vatandaşın çilesi biter sanmıştık. Yanılmışız. Anahtar teslimi yapılan depremzedeler; izlenmesi gereken bir dizi yasal prosedürün ardından konutlarına yerleşmeye başladı. Bu yasal prosedürlerden birisi de tabiî ki elektrik aboneliği almaktı. Anahtarlarını teslim alan, bütün sözleşmelerini imzalayan, zorunlu deprem sigortasını yaptıran vatandaş elektrik dağıtım şirketine gitti abonelik almak için. Elektrik dağıtım şirketi yetkilileri; “yüklenici firma henüz bize bildirimde ve teslimde bulunmadı, abonelik veremiyoruz, sonra gelin” dedi. Vatandaş gitti, düşündü; “AFAD bana teslim etti de yükleniciden teslim almadı mı?” Vatandaş düşündü; “yüklenici, inşaat teslimini yapmadıysa AFAD neden bana teslimi yaptı?”
Aradan 1 aylık bir süre geçti; elektrik dağıtım şirketleri vatandaşı çağırdı; Gelin aboneliklerinizi alın ama şantiye aboneliği veriyoruz, normalde ödemeniz gerekenden çok daha fazla fatura ödemek zorundasınız.” Vatandaş gitmedi, düşündü; “Ben konutta oturuyorum, şantiye değil. Ben neden şantiye aboneliği alayım?” Vatandaş gitmedi, düşündü; “Konut aboneliğine geçince aboneliğimi alırım.” Sonra aradan 1 ay daha geçti, vatandaşa müjdeli haber geldi. Konut aboneliğine geçtik dedi, elektrik dağıtım şirketi. Vatandaş hemen gitti aboneliğini aldı geldi. Girdi evine, oturdu koltuğuna, elektrik kesildi.
Vatandaşı şantiye aboneliği almaya zorlayanlar; kaçak elektrik kullandıkları gerekçesiyle mühürledi. Kaçak elektrik cezasını ödemeden de mührü kaldırmadılar. Vatandaş; el mahkûm ödemek zorunda kaldı, kimisi 6.000 TL, kimisi 10.000 TL... Her etapta yaklaşık 1.500 konut teslimi yapıldığı düşünüldüğünde, elektrik dağıtım şirketinin milyonlarca lira kaçak elektrik cezası vurgunu yaptığını söylemek yanlış olmaz.
Hepimiz elektrik kullanıyoruz, bir evin ortalama elektrik faturasının 1.000 TL civarında olduğunu biliyoruz. Benim aklıma şu sorular geliyor; “madem henüz konutlar her şeyiyle teslime hazır değildi neden anahtarları verdiniz, madem konutlar her şeyiyle teslime hazırdı neden şantiye aboneliği almak zorunda bıraktınız insanları?” Bu tezatlığı çözebilecek, cevap verebilecek nitelikte, vasıfta ve liyakatte bir yetkili olmadığını biliyorum. Vatandaş hangi kapıyı çalsa, sorununa çözüm arasa; çözebilen yok, bilen yok, cevap veren yok, ilgilenen umursayan yok. Böyle bir düzende filler çimenlerde kolayca geziyor. Elektrik dağıtım şirketlerinin, yüklenici firmaların fil olduğunu, biz vatandaşların da ezilen çimenler olduğunu söylemek absürd olmaz.
Elektriğini açtırmak için kaçak elektrik cezasını ödemek zorunda kalan vatandaşlar; Tüketici Hakem Heyetine başvurarak, ödemek zorunda bırakıldıkları bu paraların iadesini isteyebilir. Konut aboneliği veremeyen elektrik dağıtım şirketinin, vatandaş şantiye aboneliğini almadığı için kaçak elektrik cezası kesmesi hukuk önünde de kabul edilebilir değildir.