Asıl amaç eğlenmek diyebiliriz. Ama bunlarının haricinde birçok neden daha var. Zaman geçirmek, arkadaşlarınla güzel dakikalar yaşamak, yeni insanlarla tanışmak, yetenekli oyuncular olmak ve en özeli ise günün yorgunluğunu bu şekilde üstünden atmak.
Bu FPS oyunlarının popülaritesinin artmasıyla birlikte yeni bir spor dalı daha oluştu, E-spor: yetenekli, başarılı ve takım çalışmasına uygun olan oyuncular E-spor takımlarında oynama hakkı kazanarak birçok yerel ve ulusal yarışmalarda takımlarını ve ülkelerini temsil etme gururunu yaşadılar.
Bu E-sporcular özellikle genç kitle tarafından rack yıldızları gibi karşılanmaya başladılar. Milyonlarca genç bu yetenekli sporcuları izlemek için internet paketlerini bitirmeyi bile göze aldılar.
Gel gelelim en iyi FPS oyunlarına, tarih boyunca birbirinden güzel birçok oyun oyuncular tarafından görücüye çıktı. Wolfenstein bunların ilklerinden biri olmasına rağmen Half Life çıktıktan sonra FPS oyunları asla eskisi gibi olmadı. O eşi benzeri olmayan bir efsane olarak tarihe adını yazdırdı.
Geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıkalım ve FPS oyunlarının büyük ve muazzam tarihine bir göz atalım.
Bilinen en büyük yanlışlardan bir tanesi ise, ilk FPS oyun DOOM olduğudur. İlk FPS oyunu 1973 yılında çıkan Maze War adlı oyundur. O dönemin şartları doğrultusunda oyun çok fazla gereksinim istediği için NASA ve MIT gibi büyük kurumların bilgisayarlarında çalışıyordu.
Kendi yağlarında kavrulan oyuncuların ise FPS oyunlar ile tanışması Maze War’dan tam 19 yıl sonra 1992 yılında Wolfenstein ile oldu. Dönemim şartlarında eşi benzeri olmayan oyun, oyuncular tarafından çok sevildi ve ilk FPS oyunu olarak tarihe adını altın harflerle yazdırdı. 1 yıl sonra çıkan DOOM ise gelişmekte olan türünü bir üst seviyeye atlattı. 1992 yılından günümüze kadar birçok FPS oyunu oyuncular tarafından görücüye çıktı. Bunlardan bazıları efsane olurken bazıları ise, bu büyük oyun denizinin karanlıklarında kaybolup gitti.