Çay, ülkemizde sohbetlerin ve kahvaltıların olmazsa olmazıdır; kültürümüzde önemli bir yere sahip olan içecek türüdür.
Sabah kalkar kalkmaz içmeye başladığımız çayı, gece yatmadan önce son ana kadar içeriz.
Çay deyip geçmemek gerekiyor.
Öyle ki günde 15-20 bardak çay içecek kadar içimizde tiryakiler vardır.
Peki, doğru ve iyi bir şekilde çayı demleye-biliyor muyuz?
Genelde üstteki demliğe kuru çay bırakıp, alttaki demlikte su kaynatıyoruz. Daha sonra alttaki çaydanlıktaki su kaynayınca, çayın üzerine ilave yaparak demleme yaparız.
Türk toplumunun genel alışkanlığı budur. Cumartesi akşamı bir haber kanalını izlediğimde, doğru bildiğimiz bir yanlışı daha öğrendim.
Beslenme uzmanları, kesinlikle bu yöntemin yanlış olduğunu dile getiriyorlar. Gerekçelerini dinlediğimde hak da verdim.
Çayın içerisinde tein ve tanenler adlı bileşikler bulunuyor. Yüksek ısıya maruz bırakıldığında bu bileşikler aktif hale geliyor bu da çeşitli hastalıklara davetiye çıkarıyor.
Yani çay yanıyor ve yanmanın etkisiyle bakteri oluşumu gerçekleşiyor.
Böylelikle kanser, mide ve bağırsak gibi hastalıklar tetikleniyor.
Peki, iyi çay nasıl demlenir?
Sağlıklı ve alternatif yöntem: Ilık veya soğuk su ile çay demleme…
Demliğin dem kısmına isteğe göre çay atıldıktan sonra üstüne soğuk su ekliyorsunuz. Yani demliğinizi çaydanlıkla birlikte ocağa koyarken; çaydanlığın üzerindeki “demliğe” doğrudan soğuk su ekliyorsunuz. Altta su ısınırken, soğuk suyla koyduğunuz çay da yavaş yavaş demlenmiş oluyor. Tabi zaman olarak biraz daha uzun sürüyor. Fakat diğer demleme usullerinden tat olarak çok daha hafif bir sonuç alıyorsunuz böylece. Bu da daha taze, daha az yanmış çay tadı sunuyor size…
Bir önemli tüyo daha: Kahvaltıyla veya hemen yemek sonrası tüketilen çay besinlerin demir emilimini azaltıyor (demir mineralinin vücut tarafından kullanımının sınırlanması).
Bu ne demek? Demir eksikliğine bağlı kansızlık şikayeti…
Yemek sonrası en az 45 dakika sonra çay tüketmeliyiz.