Hayrettin Karaca… Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nın kurucusu ve onursal başkanı…
Geçtiğimiz günlerde 97 yaşında yaşamını yitirmişti.
Hayrettin Karaca denince benim aklıma ilk önce; ak saçları ve sırtından hiç çıkarmadığı kırmızı süveteri gelir…
Bir de bir çırpıda ticari hayatını bir kenara bırakarak, ömrünü doğaya adayan bir güzel adam gelir… Toprak Dede, 1926 Bandırma’da doğdu. Kırım göçmeni çorapçı Halil’in oğludur.…
Karaca efsanesi Hocazade Halil Efendi’nin 1917 yılında çorap atölyesi işiyle başlar…
Hocazade Halil,1930 yılında triko örme işine girer.1932’de keten ihracatı yapan tek firmadır.
1961’de ilk kazaklar ve hırkalar Danimarka başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde satılmaya başladı. Karaca 1961’de kendi markasıyla ihraç edilen ilk Türk tekstil ürünü olarak Türk ticaret tarihine adını yazdırıyordu.
Bu sayede markalaşmanın henüz gündemde olmadığı yıllarda Çift Geyik Karaca, Türkiye’de marka bilinilirliği en yüksek markalardan biri oldu
Böylelikle Türkiye’de ihracatın liderliğini yapmıştır. 5 kıt'ada birden satılan ilk Türk sanayi ürünüdür…
Şirketlerinin yükseliş dönemini başlatan Hayrettin Karaca’nın aile yaşamı ise trajedilerle doludur.
Halil Karaca… Hayrettin Karaca’nın oğlu… Tedavi için gittiği dişçi koltuğunda, narkozdan sonra yaşamını kaybeder. Narkoz öncesi, uyuşturucu kullandığını doktoruna söylememişti.
1994 yılında ise diğer oğlu, eski eşi tarafından tabanca ile vurularak öldürüldü.
30 yıl boyunca giydiği kırmızı süveterin hikâyesi de çok ilginçtir. Toprak Dede’nin, cinayetten bu yana üzerinden hiç çıkarmadığı kırmızı kazağını, fabrikada artık ipliklerle oğlu Atay örmüştü.
Yaşadığı bu acı olaylardan sonra Hayrettin Karaca, kendini doğaya adar.
Türkiye’ye en büyük mirası da Tema Vakfı oldu.
97 yaşında da ağaçlar gibi ayakta öldü.