İnsanlar, geçmişten günümüze kadar kendilerini anlatacak, kendilerini bulundukları buhranlardan kaçmak için bir şeyler arar. Aradıkları şey bir musiki, tiyatro, kitap ya da huzur bulduğu bir ortamdır. Bazen bir ezginin ritmine kapılıp, bir hayale dalar insan. Bazen de bir romanda olayın kahramanı gibi hissedip olayı yaşayarak ruhunu gerçeklikten arındırır. Enstrümanların her bir tonlamasında insanı alıp farklı âlemlere götürür. Bu da insanın ruhundaki acıyı, derdi dindirmenin farklı bir yoludur. Her ne kadar insan kendini anlattığını düşündüğü bir şey bulsa da, her insanın bir şiiri yoktur. Şiiri yazmak, yazdığın kişiye ruhsal bir bağlılıkla ona hissettiklerini “Gönülden kaleme” dökme biçimidir. Her insan birkaç mısra ile de olsa bir aşk, tutacak bir dal arayışında karalar kâğıtlara.

***

İnsan için önemli olan kendine tutunacak bir dal bulmasıdır. Hayatın sizlere verdiği yükün altından çıkmak için yapmalıyız. Günün sonunda bir şarkı, manzara, kitap veyahut bir fotoğraf unutturuyorsa, yüzünüze ufak bir tebessüm bırakıyorsa yüklerinizden kurtuluyorsunuz demektir. İnsan dertlerini, kederlerini kendine kambur etmemeli, etmemeli ki ileri ki zamanlarda iki büklüm onun ağırlığı altında yaşamamalı. Bazı ufak analizlerle hayatımıza baktığımızda kendimize o kadar ufak şeyleri dert ediyoruz ki, zamanı geride bıraktığımızda “Dert ettiğim şeye bak!” demiş bulunuyoruz. Bunları dememek için bazı zamanlarda kendimize iç muhasebe yapmamız kanaatindeyim.

***

Bazen tutunduğumuz dal bir ağabey, bir abla, bir dost ya da tanımadığınız insan olabilir. Hatta olmalı da, unutmayalım ki dertler paylaştıkça azalır. Dertleri paylaşmanın da yolları vardır, konuşmak, ağlamak, bir dostunla bir iki kelam etmek bile sizi dertlerinizden alıp götürmeye yeterlidir. Kimi insan derdini bir arkadaşına anlatır kimi insanda bir çiçeğe, kimisi de içinde derdiyle kendi başa çıkmaya çalışır boğuşur da durur. Günün sonunda ya kendi yorulur da susar ya da derdi. Önemli olan derdi verene dertlenmemektir gerisi su olur bir yolunu bulup akar da gider.

***

Bizler insan olarak tutunacak dalımızı da kendimiz seçiyoruz. Verdiğimiz kararlar karşısında bazen hayal kırıklıklarına uğrayabiliyoruz. Tutunduğumuz küçük bir dal çürük diye koca bir ağacı yakmamalıyız. “Her insanı anlatan bir şarkı vardır lakin şiir yoktur” kendi şiirinizi veya size şiir yazacak kişiyi bulmanız dileğiyle.