Okulumuzda Çarşamba günü, 1-7 Mart Deprem Haftası nedeniyle deprem tatbikatı gerçekleştirdik. Yaptığımız bir etkinlik de olsa, unuttuğumuz depremin soğuk adıyla yeniden yüzleştik. Maalesef, ülkemiz topraklarının yüzde 92'si deprem kuşağında bulunuyor. Nüfusumuzun da yüzde 95'i deprem kuşağında yaşıyor. Kahramanmaraş’ın da birinci derecede deprem kuşağında olduğunu yeniden hatırladık.
Biz insanlar yaşanılan acıları çubuk unutuyoruz. Cumhuriyet tarihinin en büyük depremi 27 Aralık 1939’da Erzincan’da meydana geldi. 7,9 büyüklüğündeki bu depremde 32 bin 968 kişi öldü, yaklaşık 100 bin kişi yaralandı. İkinci büyük deprem; 17 Ağustos 1999’da Gölcük’te meydana geldi. Depremin büyüklüğü 7,8 olarak ölçüldü. Felakette resmi rakamlara göre 17 bin 480 kişi yaşamını yitirdi.
Manşet Gazetesi muhabiri Kübra Dilbirliği, Maraş’ın unuttuğu deprem gerçeğini hatırlatmak için, Kahramanmaraş Jeoloji Mühendisleri Odası İl Başkanı Mehmet Kuruçay’la bir röportaj gerçekleştirmiş. Şehrimizde çok ses getirecek röportajı okudum. Kuruçay çarpıcı açıklamalarda bulunmuş. İlimizin, Doğu Anadolu Fay hattı ve Kuzey Anadolu Fay hattı olarak 2 deprem kuşağında olduğunu; Doğu Anadolu Fayında, Türkoğlu ile Gölbaşı arasında çok büyük bir segmentin 400 yıldan beri kırılmadığından bahsediyor. Kapıçam’dan geçen fay hattının kırıldığında olası bir depremin 7 şiddetinde olacağını belirtiyor. Allah korusun; böyle şiddetli bir depreme hazırlıklıyız dersek yalan olur.
Ülkemizin büyük bölümü deprem riski taşıyor. Bu gerçekle, depremle yaşamayı öğrenmeliyiz. Deprem konusunda toplum olarak daha fazla bilinçlenerek hazırlıklı olmalıyız. Kentsel dönüşümü hızlandırarak, sağlam zeminde depreme karşı dayanıklı konutlar üretmek önceliğimiz olmalıdır… Unutmayalım ki deprem öldürmez; bina öldürür…