Bizim siyasiler leyleği havada görmüş olmalılar ki, söz aramızda geçen hafta Göksun’a, ‘Sürgün Anıtı’ açılışına giderken değerli meslektaşım sayın Neşe Yıldızhan da leyleği havada, pardon yuvada görmüş olmalı ki, arabayı kenara çektirdi, leyleği yavrusu ile fotoğraf karesine alıverdi.
Siyasiler diyordum, araya leylek girdi. Sen aradan çekil leylek efendi!
*
Ne zaman televizyonu açsam, haberleri dinlesem, yorumlara kulak versem, herkes koro halinde erken seçimden söz ediyor. Hodri meydan çekiyorlar iktidara.
Kardeşim sayın Cumhurbaşkanı demedi mi size, “Nafile çenenizi yormayın, erken seçim meçim yok, 2023 Haziran ayını bekleyin!”
Dedi mi, dedi. O vakit ne diye nefesinizi tüketiyor, bizi meşgul ediyorsunuz!
Ama gel de anlat muhalefete! Yahu ne laf anlamaz adamlar var şu memlekette, ülkede. Bir laf bir kere söylenir bir adama. On kere tekrarlanmaz ki birader!
Erken seçim de erken seçim, tutturmuş gidiyorlar!
Fesüphanallah!
*
Bakıyorum, düşünüyorum, okuyorum da, sahiden bir erken seçim havası var mı ne? Sanki muhtemel bir erken seçimin kapası aralandı gibi. Açılışlara, sahadan inmeyen siyasi partilere, söylemlere bakıyorum, belediyelerin atağa kalkmış davranışlarına, vatandaşa verilen imkânlara dikkat kesiliyorum, hepsi de birer erken seçimin habercisi. Sinyal verdiler, herkes sahada şimdi. Kimi sokakta, kimi caddede, kimi suyun içinde, kimi de köprü başında!
Kimi açılıştı, kimileri esnaf ziyaretlerinde, kimileri karış-karış ilçe taramalarında, kimileri de üye kayıtları peşinde.
Neredeyse ben bile inanmaya başladım bir erken seçim meselesinde!
Haberler ve sosyal medya, iktidar dahil tüm siyasi partilerin saha hareketleri ile dolu. Kimi arasan yerinde yok, ya bir ilçede, ya kırsalda, ya merkezde esnaf ziyaretindeler, (kahvelerde tavla, okey, pişpirik oynamak yasak olduğundan herhalde) vatandaşı dinliyorlar.
*
Isınma hareketlerinden sonra sahaya çıkan, (yedek kulübesinde oturanlar dahil) as oyuncular, yani siyasiler, ora senin bura benim ayağına gitmedik yer, çalmadık kapı, sıkmadık el, dokunmadık gönül bırakmıyorlar. Maşallah ve inşallah hepsinin de aklından, gönlünden iktidar geçiyor.
Çoğunun iktidarı yok, iktidarsız, ama ille de iktidar! Aklıma mukayyet ol Ya Rabbim!
Al senin olsun birader! Senden kıymetli mi?
Bağ bahçe, tarla, dağ - tepe demiyorlar, halkın içindeler. Yemin olsun, ki yemin etsem başım ağrımaz, haberlerini girmekten yoruluyor insan. “Ya bir oturun yerinize, kıçınızı kırın oturun oturduğunuz yerde!” diyeceğim de diyemiyorum. “İşimize karışma sen!” derlerse ne cevap vereceğim. Haddime mi karışmak da, çok da erken havaya girmeseniz diyorum.
Sizi düşündüğüm için yani…
*
Sen ne söylersen söyle, bu hayat geçmez böyle… Pardon bu bir şarkı ismiydi. Ben ne söylersem söyleyeyim, ben ne yazarsam yazayım, su kaynıyor fokur fokur, hoca bildiğini okuyor!
Hadi canım, iyi gezmeler, hayırlı iktidarlar! Allah iktidarınızı var etsin, güçlü kılsın.
Memlekete hayırlı evlatlarınız olsun!