Valla 14 Mayıs’taki genel, 28 Haziran’daki Cumhurbaşkanlığı seçim zaferinden sonra iktidar partisi haklı olarak peş peşe gelen galibiyetlerin keyfini sürüyor.
Bacak bacak üstüne atmış, sigarasını tüttürüyor, bulursa nargile de çekiyor, kahvesini de yudumluyor keyifle, tavşan kanı çaya da yok demiyor önüne gelirse, sen de seçimi kaybettim diye inim inim inle!
*
Muhalefet mi dediniz? Hani, nerede! CHP dışında iktidarın icraatlarına, torba yasa ile insanlara giydirilen gömleğin dar gelmesiyle ses çıkartamayan, iki kalemlik eleştiriyi aklına bile getiremeyen, ancak genel merkezden eşzamanlı basın açıklaması ile hayatta olduklarını vatandaşlara hatırlatan olmayınca, tepki koyamayınca, yereli kastediyorum, AK Partili dostlar bu cılız, bu pısırık, bu uyuz muhalefet zihniyeti karşısında katıla katıla gülüyorlar.
Kazanmak elbette güzel, kaybetmek tabi ki zor, acı.
Ama kaybetmenin yolunun taşlarını örmüşsen, kazanabileceğin seçimi elinle iktidara hediye etmişsen, ‘Seçim nasıl olsa çantada keklik!’ deyip sandıklara sahip olamamışsan, kırsalı, köyü, mezrayı ziyareti fuzuli saymışsan, daha çok çalışman, daha çok anlatmak, daha çok iktidarın icraatlarını halka duyurmak yerine yan gelip yatmışsan, ee kusura bakma, elin adamının eli armut toplamıyor, seçimi de kazanır, davul zurna da çalar, halay da çeker!
*
Evet, zamlar peş peşe geldi. Bunlar daha iyi günlerimiz. Gelecekleri, olacakları bekleyin bir!
15 Temmuz hain darbe kalkışmasının 7. yıldönümünde gece camilerde selalar verilirken, ÖTV ve akaryakıt zammını getirip 36 liralara kadar dayatmışsan, sen muhalefet olarak gıkını çıkartmayıp, sineye çekmişsen, tepkini ortaya koyamadıysan, isyan et demiyorum, ‘Yeter artık, dayanacak gücümüz kalmadı, bu zamları geri çekin!’ deme cesaretini gösteremiyorsan, bırak siyaseti, git kahvede pişpirik oyna, okey oyna.
Dördüncüye adam bulabilirsen!
*
Bakıyorum, iktidara oy veren vermeyen herkes ağzına geldiği gibi konuşuyor. Hakaret ediyor, küfrediyor, lanet okuyor, lakin yine de önüne sandık geldiğinde gidip oyunu AK Partiye veriyorsa, oturup düşünmeniz lazım!
Bir fırsat çıkmış önüne, iktidar bile seçimi kaybetme korkusu içindeyken, muhalefet seçimi erken kazanmanın (!) sarhoşluğuna takılıp kalmış, güven diz boyu, fakat sandıklar açıldığında yaşadığı hüsranın boyutu dağlar kadar büyük.
Niye?
Muhalefet çalışmadı. Çalışıyormuş gibi yaptı. İşsizliği, pahalılığı, enflasyonu, yükselen dövizi anlatamadı vatandaşa. Oy verin vermeyin, ama hakkını teslim edin, Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan, tek başına cengaver gibi seçim çalışması yürüttü, (Helal olsun, adam lider kardeşim. Sizin gibi pabucumun liderlerinden değil. Allah esirgesin!) ha derseniz ki; ‘Devletin tüm imkânlarını sonuna, dibine kadar kullandı, maça başlamadan 1-0 öndeydi, üstelik kendi saha ve seyircisi avantajını da elinde tutuyordu, kaybetmek gibi bir lüksü, ihtimali de yoktu!’ iyi de senin elin armut mu topluyordu, yoksa çokomel almaya mı gitmiştin de geri dönüşün olmadı.
Hayırdır, ne ayaksın öyle!
*
Yerel diyoruz.
Muhalefet parti il başkanları, ilçe teşkilatları veya yan organları, bir Ali Öztunç’un tırnağı bile olamadınız. O atom karınca, o davaya adanmış bedenini yıpratırcasına yırtınan, oradan oraya koşturan sayın Ali Öztunç sayesinde İrfan Karatutlu meclise gittiyse, yatıp kalkıp dua etsinler!
Adam partisinin oylarını yüzde 70 artırdı ise, ayağa kalkıp alkışlayacak, şapka çıkartacaksınız.
Diğer muhalefet parti il ve ilçe başkanları, yan organları ne yaptılar, seyrettiler. Maçı seyretmek için stada bedava girdiler, ancak tribünden oyunculara akıl verdiler, ‘Hadi pas ver, bırak çalımı, kaleye şut çek, gol olsun!’ amigoluğundan başka ne işe yaradılar.
*
Yine muhalefetten gidelim… CHP teşkilatı konteyner ve çadırdan çıkıp yeni yerlerine taşınacak, bugün-yarın. Platin Apartmanına. 2. kat. Hayırlı olsun!
Birkaç gün önce, son kez çadırdan seslendi CHP İl Başkanı Esat Şengül. Eşzamanlı okunan basın bildirisini paylaştı bizlerle. Sözünü dudaktan esirgemeyen, eleştirirken belden aşağı vurmayan, eleştiri kültürüne, ahlakına saygı duyan bu isim, gür sesiyle zamlara olan tepkisini paylaştı. Örgüt temsilcisi kadınlar ise boş tava, tencerelerle bu tepkiye zenginlik kattılar, seslerini duyurdular en azından.
*
Muhalefetin en güçlü ayağını oluşturan, seçimi kazanacaklarına, milletvekili çıkartacaklarına adları gibi emin olanlar, yaşadıkları hayal kırıklığını, hezimetin şokunu daha atamamış olmalılar ki, parti binası kapalı. Sabah önünden geçiyorum, öğlen uğruyorum, akşam eve giderken bakıyorum, kapılar kapalı.
Bir dostum da, ‘Mehmet abi, içeride klima çalışıyor, kapıları ondan kapatmış olmalılar!’ samimiyetine inanmasam aklımla alay etmeye kalkışıyor diyeceğim de aslında şaka yapıyordu. İnce bir dokunuşla!
*
İrfan Karatutlu piyangodan çıkar gibi milletvekili oldu, meclise gitti. Hayırlı olsun. Dilerim başarılı olur, muhalefet görevini layıkı ile yerine getirir.
Peki, emaneten il başkanlığına getirilen sevgili Yakup İncegül ne yapıyor, görünmüyor ortalıkta. Yer yurt da kalmadı, sesi de çıkmıyor. Şimdi Karatutlu meclise gidince, koltuğunu sağama aldı ancak, şahsiyetine tek kelime edemem, düzgün kardeşimiz, ama il başkanlığını yürütecek, muhalefet yapacak, sesini çıkartacak o görevin adamı değil.
Koltuklar bedel ister!