Adalet her sene olduğu gibi bu sene de çok yoruldu ve 20 Temmuz’dan itibaren 1 Eylül’e kadar tatile çıktı. Zaten kör topal, gideceği yere çok geç varan- hatta çoğu zaman varamayan- adalet her sene 40 gün de tatil yapıyor. Bu 40 günlük süreçte duruşmalar yapılmıyor, süreler işlemiyor. Adeta adalet sistemi askıya alınıyor diyebiliriz. Ancak bazı dava ve işler adli tatilden istisna. Ben de bu köşe yazısında adli tatilin hükümlerini, adli tatilde duran süreleri ve durmayan dava ve işleri kaleme alacağım.
Adli tatile ilişkin hükümler; hukuk yargılaması, idari yargılama ve ceza yargılaması olarak üçe ayrılmakta. Hukuk davalarında; İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma, deniz raporlarının alınması ve dispeçci atanması talepleri ile bunlara karşı yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi; Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler; Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları; Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar; Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal işleri; İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin işler ve davalar; Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler; Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler; Çekişmesiz yargı işleri; Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler; adli tatilde görülmeye devam eder. Bu konulara ilişkin dava açma, cevap dilekçesi sunma, zamanaşımı gibi süreler adli tatilde durmaz. Ancak tarafların anlaşması halinde veya dava bir tarafın yokluğunda görülmekte ise hazır olan tarafın talebi üzerine, yukarıdaki iş ve davalara bakılması, adli tatilden sonraya bırakılabilir.
Adli tatilde, bu dava ve işler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a gönderilmesi işlemleri de yapılır. Yani siz isterseniz yine de adli tatilde mahkemeye dilekçe verebilirsiniz.
Adli tatile tabi olan(yukarıda yazılı dava ve işler dışında kalan) dava ve işlerle ilgili sürelerin son günü adli tatile rastlarsa, bu süreler adli tatilin bittiği günden itibaren 1 hafta uzatılmış sayılır. Yani eğer bir konuya ilişkin dava açma süreniz 20 Temmuz-31 Ağustos tarihleri arasında bir güne denk geliyorsa, dava açma süreniz 1 Eylül’den itibaren 1 hafta uzatılmış sayılır ve artık davanızı 7 Eylül’e kadar açabilirsiniz.
Ceza yargılamasında ise; soruşturma iş ve işlemleri ile tutuklu dosyalara ilişkin dava ve işlemler adli tatilde de görülmeye devam eder. HSK tarafından nöbetçi savcılar ve hakimler belirlenmek suretiyle soruşturma işlemleri ve tutuklu davalara ilişkin işlemler yürütülmeye devam eder. Bu nedenle; şikayet dilekçesinin verilmesi, tutukluluk kararına itiraz, tutukluluk kararının gözden geçirilmesi gibi süreye tabi işlerde süreler adli tatilde durmamaktadır. Bunların dışında kalan ceza hukukuna ilişkin dava, iş ve işlemler de 20 Temmuz-1 Eylül tarihleri arasında tatile çıkar. Adli tatile tabi olan ceza hukuku dava ve işlerine ilişkin sürelerin son günü adli tatil dönemine rastlıyorsa; bu süreler adli tatilin bitiminden itibaren 3 gün uzatılmış sayılır. Hukuk yargılamasında süreler 1 hafta uzatılırken ceza yargılamasında 3 gün uzatılmaktadır. Yani diyelim ki; tutuksuz bir dosyada kararı istinaf etme süreniz 20 Temmuz-31 Ağustos tarihleri arasına denk geliyorsa istinafa başvurma süreniz 1 Eylülden itibaren 3 gün uzatılmış sayılacak ve siz 3 Eylül mesai saati sonuna kadar karara karşı istinafa başvurabileceksiniz.
İdari yargıda ise; sürenin son günü adli tatile rastlarsa adli tatilin bitiminden itibaren 7 gün uzatılmış sayılmaktadır. Hukuk davalarında uzatılma süresi 1 hafta iken idari davalarda neden sürenin 7 gün olarak kaleme alındığını anlayabilmiş değilim.
Vatandaşlara; hangi davanın adli tatile tabi olduğunu hangisinin ise tabi olmadığını anlayamadıkları durumlarda sanki hiç adli tatil yokmuşçasına hareket ederek davalarını yürütmelerini tavsiye ediyorum. Siz davanızı adli tatile tabi işlerden zannederken aslında adli tatilde devam eden davalardan olabilir. Bu durumda süreleri kaçırarak hak kaybına uğrama riskiniz yüksek. Bu nedenle siz adli tatil yokmuşçasına işlerinizi takip ediniz.