Balkanlar 550 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin hakimiyeti altında olması hasebiyle gidip görülmesi gereken bir bölge. Balkanlar’da her bir ülke Osmanlı’nın derin izleriyle sizi kucaklar. Ben bu seyahatime, Yunanistan’dan başladım, Makedonya, Kosova, Arnavutluk, Karadağ, Hırvatistan, Bosna Hersek, Sırbistan, Bulgaristan ‘dan tekrar ülkeye döndüm. Her birinde çok fazla Türk ‘ün yaşıyor ve Türkçe’nin yaygın bir dil olduğunu görmek, beni oldukça mutlu etti. Kız kardeşim Hatay, ben Kahramanmaraş’ta depremi yaşamamızın ardından dört ay geçmişti ve artık biraz bölgeden uzaklaşmak, kendimize gelmek istiyorduk. Yola revan olduk.

            Edirne İpsala Sınır Kapısı’ndan otobüsle çıkarken bir iki saat, araç yoğunluğuna göre daha da fazla gümrükte beklersiniz. Geçtikten sonra Duty Free Shop ’tan alışveriş yapabilirsiniz.  Gece saat 2;00 gibi Gümrükteydik.3;45 gibi pasaport kontrolleri yapıldıktan sonra, otobüs yola devam etti. Gümrükten çıkar çıkmaz, önünüzde Meriç Nehri ve üzerinde uzanan köprü size adata güle güle der. Köprünün bizim tarafımızdaki ayağında bir Türk askeri ve Türk Bayrağı, köprü bitince bu sefer bir Yunan askeri ve Yunan Bayrağı görürsünüz. Böylece, köprüyü geçince Yunan sınırında olduğunuzu anlarsınız.

WhatsApp Image 2023-07-17 at 15.28.12

             Kavala’ ya yakın bir petrolün yanında, çok şirin, oldukça modern ve nezih bir kafede mola verip, kahvaltımızı yaptık. Aslında kavala kurabiyeleri ile ünlü bir yermiş, tabii Kavala’ ya gelip de Kavala Kurabiyesi tatmamak olmaz. Yanınıza almak isterseniz, bir kutu, muhtemelen yarım kilo gelir gelmez Kavala Kurabiyesi 5 Euro. Çay, kahve buralarda 5 Euro’dan başlıyor. Yemek 10 Euro ve üzeri.

             Kavala merkeze geldiğimizde, 10 Haziran olmasına karşın hava yağmurlu ve sisli. Küçük, şirin, limanın etrafında yoğunlaşmış yerleşim yerini biraz yukarılara, tepelere doğru kırmızı kiremitli evler takip ediyor. Merkezde apartmanlar caddeler boyu sıralanmışken, hemen tepelere doğru müstakil evler, limana yukarıdan bakıyor.  Tepelerdeki evleri görünce, kendimi bir ege kasabasında zannettim, kırmızı kiremit çatılı, iki katlı, ahşap balkonların evi sardığı, cumbalı, bahçesinde ağaçlar olan   bildiğiniz eski Türk evleri. Yandan çıkmalar yapılarak evler genişletilmiş, küçücük pencereleriyle dar sokaklara bakan şirin konaklar. Merkezde nüfusu 65 bin civarında iken, çevresiyle birlikte yüz bini buluyormuş. Küçük olmasına rağmen, turistlerin dikkatini çeken bir yer.

WhatsApp Image 2023-07-17 at 15.30.45

      Benim ilk dikkatimi çeken, merkezdeki binaların yatay mimari ile yapılmış, birbirine bitişik ve en fazla 4 veya 5 katlı olmasıydı. Başka zaman gezdiğim şehirlerde   binaları bu kadar dikkatli incelemezdim elbette ama bu sefer deprem görmüş bir ben vardı, binaların depreme uygun olup olmadığına da bakıyordum istemsizce. Bilindiği üzere Yunanistan’da deprem bölgesidir.

              Kavala’ yı anlamak için 19. Yüzyıl sonlarında Mısır Valiliği yapmış olan Mehmet Ali Paşa’yı tanımanız lazım. Hatta onsuz Kavala, Kavala değil diyecek kadar ileri gidebiliriz. Burada Muhammmet Ali Paşa olarak da biliniyor.  Paşa’nın da kulaklarını bol bol çınlattım gezerken. Bilirsiniz, tarihte isyanları ile az uğraştırmamış Osmanlı’yı. Oysa, Kavala’ da tütün tüccarlığı yaparken, Mısır’a gönüllü asker olarak gitmiş, basit bir kavala vatandaşıdır. O sıralar Fransız kralı Napolyon Bonapart Mısır’ı Osmanlı’dan almayı kafasına koymuş, Mısır’ı kuşatmıştı. İşte o sıralar Mehmet Ali Paşa’nın kaderi değişti, derler ya kaos bazılarının yolunu açarmış, ben buna çok inanırım.  Mehmet Ali, okuma yazma bilmemesine rağmen, Mısır’da askerlik alanında kendini gösterir çünkü düzensiz ve serseri askerleri başına toplar, onlara liderlik yapar, kendini halka sevdirir. O zamanın şartlarında zekice bir davranış, ordusu olanın kendini kral ilan ettiği dönemler (1804). Sonra zekâsı ve askeri planlarıyla ilerleye ilerleye Mısır’a Vali olur. İşte ondan sonra da Osmanlı’nın başına dert. Genelde Osmanlı tarihi böyle paşa hikayeleriyle doludur. İlginçtir, paşanın ailesi Kavala’ya Konya’dan göç etmiş Türk’tür. Paşa okuma yazma bilmez ama vali olduktan sonra bir dizi idarî, askerî, siyasî ve ekonomik reforma girişir Mısır’da. Avrupa’dan askeri yöntemler getirir ve uygular, böylece ordusu güçlenir.  Hatta Arap dilindeki ilk gazete olan El-Vakai’l Mısriyye’yi çıkarır. İşte her makam sahibinin yükseldikçe kapıldığı kibire o da kapılır, Yunan ayaklandığında Osmanlı’ya yardım eder ama karşılığında Suriye’yi ister, amacı kendi hanedanlığını kurmaktır. İstediği verilmeyince de ordusunu yardımdan çeker. O dönem Mısır ayaklanması ile meşgul olan Osmanlı, Yunanistan’ı da kaybeder. Yunanlılar bu nedenle paşayı çok sever. Mısır’da gücünü yitirmemek için 75 Memluk Beyi’ni yemeğe çağırıp öldürür, kaçanlar canını zor kurtarır.  Mısır köylülerinden koca bir ordu bile kurar, Mekke, Medine ve birçok yeri Mısır topraklarına katar. 1912 ye kadar da soyundan gelenler Mısır’da valilik yapar.

WhatsApp Image 2023-07-17 at 15.29.53

                    Kemal Sunal’ın Tosun Paşa filmini hatırlarsınız, oradaki Tosun Paşa, Mehmet Ali Paşa’nın oğlu Tosun ‘dur. Tellioğulları ve Seferoğulları arasındaki mücadele 19. YY İskenderiye’sini resmeden kurgusal bir olaydır.

           İşte okuma yazma bilmeyen o Kavalalı gencin, tarihe attığı imzayı görünce, bugüne dönüyoruz aman ne de çok kariyer yapmış dediğimiz makam sahipleri, sosyal medyada resim paylaşmaktan öteye gidemiyorlar. Ee ne diyeyim diploma insanı becerikli yapmaya yetmiyormuş.

         Kavalalı paşanın şehirdeki 300 metrekarelik tarihi evini görmelisiniz, paşalarına selam dursunlar diye de şehrin ortasına heykelini dikmişler. Şaka tabii, isterseniz durun.

        Kavala’yı gezerken, mutlaka Osmanlı çarşısına girmelisiniz. Tüm Balkanlar’da bir Osmanlı çarşısı görürsünüz. Hepsi birbirine benzer ve adeta bir Anadolu kasabasında, eski bir çarşıda gibi hissedersiniz

WhatsApp Image 2023-07-17 at 15.31.18

         Her Balkan ülkesinde olduğu gibi burada da çok fazla Osmanlı eserine rastlamanız mümkün. Biz gittiğimiz yerlerin gelişimine hizmet etmiş, adalet, imar ve zenginlik götürmüşüz, bunu net olarak buralarda hissedersiniz. Osmanlı’dan utananların bu toprakları görmesi lazım, ben bir Osmanlı torunu olduğumdan ötürü gurur duyuyorum. Bizde, aslını inkâr eden haramzadedir derler. Şimdi şunu da düşünebilirsiniz, o zaman neden adamların ülkelerine gidip fetih ettiler… Sadece Türkler değildi sürekli fetih halinde olan, bütün güçlü ülkeler o dönem fetih halindeydi, yani tarihte dünya düzeni böyle kuruldu. İyi ki biz fetih etmişiz de 600 yıl oraları geliştirmiş, adalet götürmüşüz. Bizans’ın zulmünden sonra Osmanlı şefkatini tanımış dünya, bunu ben gururla hep söylerim. Savaştığı topraklarda kadın, yaşlı ve çocuklara dokunmayan, geçtiği bağlarda üzüm yedikten sonra akçesini dalına asan bir milletten gururla söz etmek lazım.  Orta Çağ Avrupa’sında derebeylerin ve kralların zulmünü birazcık okuduysanız, Osmanlı’nın fetihlerini halkın kapılarını açarcasına desteklediğini de bilirsiniz elbette.

             Kavala’ya girerken, Osmanlı’dan kalma su kemeri sizi karşılar, tıpkı İstanbul Kemerburgaz’dakiler gibi. Muhteşem Yüz Yıl dizisinden de hatırlayacağınız, 1530 da Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri ve kayınbiraderi Pargalı Paşa’nın yaptırdığı cami, sonradan minaresi kesilip çan kulesine dönüştürülerek (1945) kiliseye çevrilmiş, adı Aziz Nikolas Kilisesi, orayı da gezebilirsiniz Kavala’da. Kullanıldığı dönemde Kavala’nın eski kent merkezinin ana camisiymiş. Aralardan geçerek dinlenmek için bir kafede Türk Çayı, ya da Türk Kahvesi içebilirsiniz. Dükkanların tezgahlarında Türkçe ürün reklamları gömeniz de mümkün. Size Yunan baklavası diye bizim baklavayı yutturabilirler aldanmayın, baklava bize aittir.

     

    Hoşça kalın dostça kalın