25-Sütçü İmam Hadisesinden Bayrak Olayına kadar Maraş’ta neler yaşandı?
Cevap: Sütçü İmam Hadisesiyle Bayrak Olayı arasında dört haftalık bir süre vardır. Bu süre zarfında olaylar eksik olmamıştır. Bunları sırasıyla görecek olursak;
İngilizlerin Maraş’tan Ayrılışı: 1 Kasım 1919 günü İngiliz İşgal kuvvetleri şehirden ayrılarak Antep istikâmetine çekildiler. Gelişlerinde Ermenilerin bir kurtarıcı gibi coşkun tezahüratlarıyla karşılanan İngilizler, tek bir Ermenin bile yolcu etmeye gelmediği bir ortamda sessiz sedasız Maraş’tan ayrılmış oldular.
Antep’teki Fransız Komutanlığına 11 İmzalı Protesto Telgrafı Çekilişi: Hadiselerin artması ve daha da artacağı eğiliminde olduğu görülünce 2 Kasım 1919 günü Maraş’ın eşraf ve memurlarından oluşan 11 kişinin imzasıyla bir protesto metni hazırlanarak, telgraf şeklinde Antep Fransız kumandanlığına gönderilir. Ancak işgalcilerin maslahatı idare edici bir beyanname ilan etmelerinden başka herhangi bir tesiri olmaz.
Ermenilerin Sataşma, Tahrik ve Saldırıları Artıyor: Ermeniler tenhalarda yalnız yakaladıkları Türkleri vahşice katletme eylemlerine başladılar. Şeyh Adil’de Nasıroğlu Mehmed, Duraklı’dan Abdulkadir, Çiçekli’den Aşık Mustafa oğlu Ökkeş bunlardan sadece kayda geçen birkaç örnektir. Ayrıca dine ve dini değerlere aleni aşağılayıcı ve hakarete varan sözlü sataşmalara başladılar. Müezzinlere ezan okudukları sırada “eşek, eşek anırma!” gibi sataşmalar bunlara küçük bir örnektir. Sokaklarda yakaladıkları çocukları dövme, onları rakı bulmaya zorlama, Müslümanlara genelev sorma gibi tahkir edici eylemleri yapmaktan geri durmuyorlardı.
-Ermeniler, vaktiyle Türklerle evlenerek Müslüman olmuş Ermeni kızlarını zorla kocalarının elinden alıp, götürmeye başladılar. Bunlar baskı, şantaj, tehdit, dayak, aç bırakma, işkence, tecavüz ve öldürme gibi fiillerle tekrar Hristiyanlığa dönmeye zorlandılar. Bu hadiselerin en meşhurlarından birisi Karaküçükzâde Mehmed Efendi’nin gelininin alınıp, götürülmesidir. Bu kadıncağız işkenceler altında ölmüş ve bu hadisenin üzüntüsü ile kayınpederi Mehmed Efendi de vefat etmiştir. Merhumun cenazesi Şeyh Adil Mezarlığı’na kaldırılırken, Ermeni kasap Babuş cenaze alayını durdurarak merhumun kendine borcu olduğu iddiasıyla münakaşa çıkartıp, cenazenin defnine engel olmaya çalışmıştır. Böylece intikam hisleriyle hareket edip, her vesile ile Müslümanlara fenalık yapmaya başlamışlardır.
-13-14 Kasım gecesi Ermeniler Mercimek Tepe’de çok sayıda silah atarlar. Bölgeye giden Türk Jandarmasına ateş açılır. Karşılık verilince de gece karanlığından istifade ile kışla tarafına doğru kaçarak kaybolurlar. Bu şekilde çeşitli yöntemlerle kargaşa çıkararak şehirde asayişin olmadığı intibaını uyandırmaya ve Fransızların hükümete el koymasını sağlayarak, durumdan yararlanmaya çalışmaktadırlar.
Fransız Takviyeleri Gelmeye Başlıyor: Fransızlar aralıklarla şehre bol miktarda silah ve cephane yığmaya başladılar. Ayrıca takviye Fransız askerleri ve Fransız askeri üniformaları içinde silahlı Ermeniler de şehre gelmeye devam etti.
Fransızlar Yerli Ermenileri Silahlandırmaya Başlıyor: İngilizler zamanında mühürlenmiş vaziyette tutulan kışlanın deposundaki Osmanlı silahları Fransızlar tarafından gizlice mahallelerdeki Ermenilere dağıtılmaya ve silahlandırılmaya başlandı. Ermeniler, Türk kıyafeti giyerek silah kaçırdıkları tespit edildiğinde bunlara engel olmak isteyen polis memuru Suphi’yi ateş ederek yaraladılar. Bunların ancak bir kısmı ele geçirilebildi. Ermeniler, bununla birlikte işgal kuvvetleri komutanına başvuruda bulunarak Türklerin ellerindeki silahların da toplanmasını istemekteydiler.
Durumun her geçen gün kötüye gitmekte olduğunun iyice belirgin hale gelmesiyle, şehrin ileri gelen bir kısım zevâtı hem şehirde, hem de Bertiz, İmalı gibi şehre yakın köylerdeki ahalinin millî ve vatanî duygularının uyandırılması için çalışmalara başlar.
Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemâl’in Protesto Emri: Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemâl, 9 Kasım 1919’da tüm yurttaki Müdafa-i Hukuk Cemiyetlerine Maraş’taki Fransız işgalini protesto etmeleri emrini gönderir.
26-Maraş’a Guvernör (Askeri Vali) Olarak Atanan Andre’nin Gelişinde Neler Yaşandı?
Cevap: Cebel-i Bereket (Osmaniye) Guvernörü Yüzbaşı Andre; 11 imzalı protesto telgrafı üzerine Antep işgal kuvvetleri komutanlığınca görevlendirilerek, 11 Kasım’da durumu araştırmak üzere Maraş’a gelip gitmişti. Andre, bu gelişinden kısa süre sonra Osmaniye valiliğine ek olarak Maraş valiliğine de atanır. Adana Bölge Valisi Albay Bremond, Maraş’a telgraf göndererek, Andre’nin iyi karşılanmasını, yanında misafirleri olacağı ve akşam yemeğini Kadir Paşa’nın konağında yedikten sonra Agop Hırlakyan’a misafir olacağını bildirir.
Andre, 26 Kasım’da yanında Osmaniye Mutasarrıfı ve ileri gelenleri ile Dörtyol Müftüsü olduğu halde bir miktar kuvvetle Maraş’a gelir. Ermenilerin tezahürat ve taşkınlıkları altında hükümet binasına gelen Andre, yanında tercümanı ile içeri girer. Diğer Ermeniler, Göllülü Yusuf Çavuş’un sert müdahalesi ve silahına davranmasıyla dışarıda kalırlar. Mutasarrıf Atâ Bey’den başta kaleye bayrak çekilmemesi olmak üzere, bir kısım isteklerde bulunan Andre, akşam yemeğini önceden planlandığı üzere Bayazıtzâde Abdulkadir Paşanın konağında yedikten sonra, geceyi geçirmek üzere Agop Hırlakyan’ın konağına gider.
Ertesi gün Maraş ileri gelenlerini Kadir Paşa’nın konağında toplantıya davet ederse de, Boğazkesen Camii’nde toplanan eşraf, bu toplantının Bayrak Meselesi üzerine olacağına kanaat getirerek, gitmemeye karar verir. Kadir Paşa’nın konağına yanında maiyeti ve Hırlakyanlarla giden Andre, uzun süre beklemesine rağmen kimsenin gelmemesiyle sinirlenerek oradan ayrılır. Toplantı için cumartesi günü eşrafın belediyeye çağrılmasını ister.
27-Andre’nin, Maraş’a gelirken yanında Osmaniye ve Dörtyol eşrafından kimseleri bulundurmasının amacı neydi?
Cevap: Andre, Osmaniye valiliği sırasında bölge ahalisinin bir kısmı ile iyi ilişkiler kurmuş ve bol maaş dağıtarak bir kısım bölge insanından jandarma kuvvetleri oluşturmuştu. Tansiyonun yüksek olduğu Maraş’a gelirken yanında bu insanları getirmesi, açıktan bir mesaj içeriyordu. Kendisinin iyiliksever, adil ve merhametli bir insan olduğu, Osmaniye’nin Müslüman ahalisinin de bu sebeple yanında yer aldığını göstererek, Maraş ahali ve eşrafını kolayca yanına çekmek gibi sinsi bir politika güttüğü aşikârdı.
Adana bölge valisi Albay Bremond’un da belirttiği üzere, gelir gelmez öteden beri işgal kuvvetleriyle her hangi bir gerilim yaşanmasına taraftar olmayan Kadir Paşanın konağında yemeğe gitmesi de, yine bu sinsi politikanın bir gereği idi. Zaten ilerleyen zaman içinde yaşananlar Fransızların hiç te iyi niyetli olmadığını bariz bir şekilde ortaya koyacaktır.
28-Kaledeki Türk Bayrağı ne zaman, hangi gerekçe ile indirildi?
Cevap: 27 Kasım 1919 Perşembe akşamı Andre, Hırlakyanların Kuyucak’taki konağına misafir olarak ziyafete gider. Burada yemek sonrası tertip edilen müzikli eğlencede Agop Ağa, torunları Helena ve Victor’u Andre ile tanıştırır. Andre’nin, Helena’yı dansa kaldırmak istemesine Helena’nın, Andre’ye özet olarak; “Kalede Türk Bayrağı dalgalanırken, Fransızların Maraş’a hâkim olduğunu ve bizim özgür olduğumuzu nasıl düşünüyorsunuz? Bu sebeple sizinle dans edemem.” şeklindeki cevabı sonrası Andre’nin emriyle Kale’deki Türk Bayrağı indirilmiştir. Kalede bulunan ve bayrağın indirilmesine engel olamayan 5 Türk jandarması ise olaydan sonra şehre dağılarak, hadiseyi etrafa duyururlar.
29-Bayrak, hakikaten bir Ermeni kızının gönlünü etme arzusuyla mı indirilmişti? Yoksa bu bir bahane mi idi?
Cevap: Fransızların başka yerlerdeki davranışlarına ve Andre’nin Maraş’a geldiği günden itibaren bayrak konusundaki tavırlarına bakılırsa; Helena’nın sözlerinin bir oldubittiyi uygulamaya koymak için kurnaz bir bahane olduğu görülür. Çünkü Fransızlar geldikleri diğer yerlerde de benzer uygulamalar yapmışlardı. 21 Kasım’da Fransız komutanlığı bayrağın indirilmesi hususunda ısrar etmiş, Atâ Bey, herhangi bir hadise olmaması için ikindiden sonra geç vakitte bayrağı indirtmişse de, ertesi gün tekrar direğe çekilmişti. Ancak hadise ahalinin gözünden kaçmamıştı. Andre de Maraş’a gelir gelmez, Mutasarrfı Atâ Bey’den kale ve hükümet dairesinden Türk Bayrağının indirilerek, yerine Fransız Bayrağının çekilmesini istemişse de Atâ Bey, böyle bir uygulamanın isyana ve kötü sonuçlara sebep olacağını söyleyerek geçiştirmişti. Zaten Maraş ileri gelenleri de, Andre’nin ertesi günkü davetine, gündemin bayrak meselesi olduğu kanaatine vararak katılmamışlardı.
Olaya bu gelişmeler ışığında bakıldığında, bayrak indirtme hadisesinin Fransızların önceden kararlaştırılmış ve planlı bir uygulaması olduğu görülmektedir. Ermeni kızı Helana’nın gönlünü etmek ise işin bahanesidir. Zaten Yüzbaşı Andre, bir subay olarak yaptığı işin diplomatik olarak ne manaya geldiğini bilmeyecek bir durumda da değildi. Kendi keyfi için, sonuçları kestirilemeyecek böyle bir diplomatik eylemi yapmak akıllıca olmasa gerektir.