Çağlayancerit... Hayır ağlayancerit!.. Bu yakıştırma okulumuz öğrencisi küçük Ali’den...
Cuma akşamı, Manşet Gazetesi köşe yazarlarımızdan öğretmen Hatice Haklı’nın Çağlayancerit İlçesinde kına gecesi vardı. Hatice Hanım’ı bu mutlu gününde, Yaşar Gölcü ailesi olarak yalnız bırakmadık...
Saat 18.00’de okul önünde hazır bekleyen bir midibüse binerek, Doğukent yolundan Çağlayancerit yolculuğumuz başladı... Ben ve birçok arkadaşım, adını duyduğumuz ama kendini görmediğimiz Maraş’ın cevizi ile ünlü; gözden ırak bir ilçesine gidiyorduk...
Yolculuğumuz neşe ile başladı. Tek şeritli, dar-virajlı yollardan genç şoförümüz ustaca ilerliyordu. Dakikalar geçtikçe arkadaşlardan bir kısmı ulaşım koşullarından dolayı rahatsızlanmaya başladı. Bir saati geçen yorucu dağ yolu seyahatinden sonra Çağlayancerit levhasıyla karşılaştık.
Çağlayancert levhasından Ç harfinin silinmiş olduğunu minik Ali keşfetti... Ağlayancerit sözü bizleri güldürdü... Ali, okulumuz İngilizce öğretmeni Atilla Bey’in, on parmağında on marifet olan; zeki, sevimli oğlu... Kitap kurdu, ressam, sporcu...
Arabamızdan gelen keskin balata kokusu ile Çağlayancerit merkezine girdik. İlçe merkezi kuzeyde Engizek Dağları, güneyinde ise Öksüz Dağı ile çevrili bir vadide kurulmuş. Çağlayancerit, 1986 yılında kasaba, 1987 yılında ilçe olmuş... Merkezi 13500 nüfuslu; kasaba görünümlü küçük bir ilçemiz...
İlk durağımız düğün evi oldu Akşam yemeğini Hatice Hanım’ın baba evinde yedik. Sıcak ve içten karşılama bizleri memmun etti. Yer sofrasında bağdaş kurup yemek yemeği gerçekten özlemişim. Yemek sonrası açık hava düğün salonuna geçtik. Düğün salonu geniş ve refah bir yer; beğendim...
Biraz sonra gelin ve damat alkışlar eşliğinde salona girdiler. Gelinliği içinde bir beyaz meleğe benzeyen Hatice Hanım’la, şık damatlığı içinde yakışıklılığı ile göz kamaştıran Ahmet Hoca gerçekten birbirlerine çok yakışmışlar. Genç meslekdaşlarıma ömür boyu mutluluklar diliyorum.
Damat ve gelini tebrik ettikten sonra, ilçe gezintisine çıktık. Düğün davetlilerinden, Kahramanmaraş 12 Şubat İlkokulu Müdürü Mehmet Güneş Bey bize ev sahipliği yaptı. Kendisi de Çağlayanceritli ve tam bir memleket aşığı... Doğduğu topraklardan kopmamak için bir de yazlık ev yaptırıyor.
İlçede Ziraat Bankasından başka banka yok. Birde İş Bankasının ATM‘si gözüme ilişti. Devletin kurumları; İlçe Emniyet Müdürlüğü, Kaymakamlık, Jandarma ve 13 odalı öğretmeni evi aynı caddede... Alışık olduğumuz yol çalışmalarına burada da rastladık. Alt yapı çalışmaları nedeniyle parke taşlı yollar bozulmuş.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun son konuşmasını yaptığı meydanı görünce arkadaşlarlarla birlikte hüzünlendik.
Biraz yürüdükten sonra Mehmet Bey’in gurbetçi yakınının petrol istasyonuna gittik... Bu tesis Çağlayancerit’in birkaç petrol istasyonundan biri... İşletme sahibi de memleket aşığı, yatırımını memletine yapmış....
Petrol Ofisi bitişigindeki KOSGEP destekli şirin çay bahçesine oturarak sohbet etmeye başladık. Arkadaşlarla tavşan kanı çayı keyifle yudumladık... Gerçekten yayla havasında çayın tadı bir başka oluyor. Dere kenarındaki çay bahçesinden yamaçlara baktığımda ise tek-tük ışıklar içerisindeki dağların kasvetli görüntüsü, insanın içini ürpertiyordu.
İlçemiz, kışın yoğun kar yağışı nedeniyle köyleri ile ilişiği kesilen; yaz aylarında yurt dışından gelen gurbetçilerle şenlenen bir yer... En fazla gurbetçi Almanya’da... Özellikle yeni yapılaşmalarda Alamancıların izleri var...
Çağlayancerit... İş imkanların olmayışı, yaşam koşullarının zorluğu nedeniyle sürekli göç veren özellikle Gaziantep’e göç veren Maraş’a küskün bir ilçemiz...
Çağlayanceritli, yine de gelecekten ümitli... Ceritli, Kahramanmaraş’la kucaklaşmak istiyor... Yeni yol projesi Çağlayanceritliyi heyecanlandırıyor. Bu mega proje için, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal’a güveniyorlar. Ayrıca 2018 yılında gelecek doğal gaz müjdesini de bekliyorlar...
Ve dönüş yolculuğumuz başladı... Karanlıklar içindeki dağ yolundan yine içimiz dışımıza çıkarak; aracımızdan gelen ağır balata kokusuyla okulumuz önüne geldik...