Bir yer var, biliyorum; 
Her şeyi söylemek mümkün; 
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; 
Anlatamıyorum.
Bir adamın mısralarla yalnızlığını anlatması, yalnızlığın sessizliğinde sesini duyurma çabası... Kısaca ‘sözün ötesi’ bir şiir...
Orhan Veli’nin ‘Anlatamıyorum’ şiirinde ki dizeler de bir aşk acısı dile getiriliyor. Her insanın şiirlerden çıkardığı duygular ve anlamlar vardır. Herkesin hayatında bir 'anlatamıyorum' vardır.
Kendimizi ifade edememek anlatamıyorum sorunu insanımızın ortak problemi… Şimdiki zamanı bildirir... En büyük yanlışlık da burada başlar. Oysa o an bir ifade güçlüğü çekildiğini anlatan 'anlatamıyorum' lar olduğu gibi bütün yaşamı kapsayan 'anlatamıyorum' lar da vardır.
Birey olarak kendimizi tam olarak anlatamamak sorununu uluslararası ilişkilerde de yaşıyoruz. Her Nisan ayı geldi mi Türkiye’nin ulusal karnına ağrılar giriyor. Şimdi 20 Nisan 2016 tarihinde ABD başkanı Barack Obama soykırım diyecek mi demeyecek mi? Diye başkanın ağzından çıkacak bir sözcüğe takılıyoruz. Türkiye’nin dünyada kamuoyu oluşturamadığı ve kendini dünyaya anlatamadığı bir gerçek…
Türkiye dış tanıtımda ve lobicilikte etkin olamadığını her yıl Ermeni tasarıları bazı devletlerin Meclislerine geldiğinde ya da aleyhimize benzeri kararlar alındığında hatırlıyor. Lobiciliğin bir devlet politikası haline getirilmesi Türkiye için öncelik taşımalıdır. Ünlü bir lobicinin söylediği şu söz hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır; “Kazanan en iyi olan değil, lobisini en iyi yapandır”.
Lobiciliği, karar verme süreçlerini etkileme ve yönlendirme stratejisi olarak yorumlayabiliriz.. Bu yönüyle lobicilik faaliyetleri bir halkla ilişkiler uygulaması olarak da tanımlanabilir. Özellikle küreselleşmenin tüm dünyaya hâkim olmasıyla karar alma süreçlerinde lobicilik önemli bir faktör haline gelmiştir.
Türkiye’nin küçük bir ili kadar nüfusa sahip olan, açlıkla boğuşan Ermenistan öylesi bir lobi ağı kurmuş ki, uluslar arası platformda yeterince kendimizi anlatamıyor, yalnız kalıyoruz. Şair Orhan Veli’nin ruhunda kopan fırtınaları, bizler de küresel dünyada millet olarak hissediyoruz.