Kahramanmaraşlı müzik adamı, araştırmacı ve Bağlama Üstadı Mehmet Bağlar, Göksun’lu Aşık Hüdai’yi kaleme alarak, gazetemizle paylaştı.
Mehmet Bağlar, Kahramanmaraş’ın tarihini, kültürünü, değerlerini, insanlarını ve bugüne kadar gelmiş geçmiş sanatçılarını anlatan arşivini sadece Manşet Gazetesi ile paylaştı. Bağlar, Arşivinde 7’den 70’e Maraş ile ilgili bilgiler olduğunu söyleyerek, bu özel arşivini sadece bizimle paylaştı. Kahramanmaraş’ın tarihi dokusunu ve kültürünü ele aldığımız bu özel arşivde, şehrin geçmişten bu güne gelen ozanlarını, bestekârlarını ve sanatçılarını ele alıp bu özel kişilikleri tek tek sayfa sütunlarımıza taşımaya devam ediyoruz. Her hafta Pazartesi günü gazetemizde siz değerli okuyucularımız için yazılar yazan ve arşivinde ki tarih kokan notları bizimle paylaşan Bağlar, bu hafta ise Göksun’lu Âşık Hüdai’yi kaleme aldı.
Volkan Müzik Galerisi Yöneticisi, araştırmacı ve bağlama üstadı Mehmet Bağlar ’ın kaleminden Göksun’lu Âşık Hüdai;
ÂŞIK HÜDAÎ(1940-2001)
1940 yılında Kahramanmaraş'ın Göksün ilçesinin Yoğunoluk mahallesinde doğdu. 11 yaşından itibaren irticalen şiir söylemeye başladı. Yaşlı ve usta âşıkların yanında kendisini yetiştirmişti. Küçük yaşta babasını yitirdi. Okumayı yazmayı birçokları gibi Hüdaî de askerlikte öğrendi. Pek çok ödüller kazanan usta bir halk şairiydi. Hakkında 1976 yılında "Yaralar Beni" adıyla Ahmet Özdemir bir kitap hazırlamıştı. Şiirleri iç dünyasını yansıtır. Tasavvufa yönelmiştir. Şiirlerinde kendine özgü bir incelik ve deyiş güzelliği vardır. Evlendiği eşinden Ali adlı bir oğlu doğmuştur. Sağlığında iki şiir kitabı yayınlamıştır.
AŞIK HÜDAİ’NİN ŞİİRLERİNDEN BAZILARI;
AYRI DURUYOR (EY ERENLER)
• Ey erenler yine bozuldu bendim
Manalar dilimden ayrı duruyor
Aşkın ateşine yandıkça yandım
Dumanım külümden ayrı duruyor
Bağbancı hasiret sümbül çiğdeme
Bir od düştü yanar dertli sineme
Seher vakti bülbül gelmez bu deme
Bülbülüm gülümden ayrı duruyor
Bu benim derdimin yok mu ilacı
Bitip tükenmiyor çektiğim acı
Gazel döktü şu ömrümün ağacı
Yaprağım dalımdan ayrı duruyor
Katlanayım dedim derde mihnete
Gayrı gönül dayanmıyor hasrete
Kader kısmet aldı attı gurbete
Hüdai ilinden ayrı duruyor
BANA SOR (ADIM ADIM GEZDİM)
• Adım adım gezdim gurbet elleri
bezdim ama kardaş gel de bana sor Ömrümün yükünü
dert sıraladım Dizdim ama kardaş gel de bana sor
Genç yaşımda terk eyledim yurdumu
Geri dönüp gözlemedim ardımı
Gönül defterine gizli derdimi
Yazdım ama kardaş gel de bana sor
Hüdai hastayı eylerim nazar
Ben kendi içimde kurdum bir pazar
Bu kötü nefsime kazmasız mezar
Kazdım ama kardaş gel de bana sor
BEN DERDİMİ SÖYLEYEMEM
• Ben derdimi söyleyemem Dilim yaralı yaralı
Bülbülüm amma ötemem Gülüm yaralı yaralı
Aşk kitabını açamam Akı karadan seçemem
Kanadım yok ki uçamam Kolum yaralı yaralı
Hüdai gafletten uyan Her geçen günüm bir ziyan
Ruh bir arı vücut kovan Balım yaralı yaralı • Asık Hüdai
BÜTÜN EVREN SEMAH DÖNER
• Bütün evren semah döner
Aşkından güneşler yanar
Aslına ermektir hüner
Beş vakitle avunmayız
Canan bizim canımızdır
Teni bizim tenimizdir Sevgi
bizim dinimizdir Başka dine inanmayız
Hüdayiyim hüdamız var
Dost elinden bademiz var
Muhabbetten kalamız var
Ölüm ölür biz ölmeyiz
DOSTLARIM HEP BENDE KUSUR ARADI
• Dostlarım hep bende kusur aradı
Gerçek yanlarımı göremediler
Yar dediğim yâd ellere yaradı
Sevdiklerim bana eremediler
Saflar kandı fitnelerin sözüne
Körler düştü kalleşlerin izine
Dinamitler kondu suyun gözüne
Yine de farkına varamadılar
Kalmadı sevdiğim lezzetim tadım devrildi
seneler bak adım adım
Yıllarımı insanlara adadım
Bir günümü geri veremediler
Göz koydular varlığıma malıma
Kurtlar çoban oldu kuzularıma
Zalimi koydular mazlum yerine
Haklının hakkını aramadılar
Hüdai'nin yaraları döşünde
Duman eksik olmaz garip başında
Yar yari pişirir aşk ateşinde
Yarsızlar yarasın saramadılar
DUYGULAR DÖNÜŞTÜ SÖZE
• Erenler zehir getirin Balinan öldürmen beni
Bağrıma diken batırın Gülünen öldürmen beni
Yar diyerek yana yana Can teslim ettim canana
En yakınım kıysın bana Elinen öldürmen beni
Hiçlik âleminde mestim Varlık sevdasını kestim
Yokluk benim eski dostum Malınan öldürmen beni
Bir aşktır düştü özüme Yanarım kendi Özüme Leyla
görünüp gözüme Çölünen öldürmen beni.
Duygular dönüştü söze Yanık seda işler öze
Dertli dertli vurup saza Telinen öldürmen beni
Hüdai'yim daldım gama saldı beni demden deme
Asın kesin yüzün ama Dilinen öldürmen beni
GÖNÜL ÇALAM AZSIN AŞKIN SAZIN
Gönül çalamazsın aşkın sazını Ne perdeye dokun ne teli incit
Eğer çekemezsen gülün nazını Ne dikene dokun ne gülü incit
Bülbülü dinle ki gelesin coşa Karganın namesi gider mi hoşa
Meyvasız ağacı sallama boşa Ne yaprağını dök ne dalı incit
Bekle dost kapısın sadık dost isen Gönüller tamir et
ehli dil isen Sevda Sahrasında Mecnun değilsen
Ne Leyla'yı çağır ne çölü incit
Gel haktan ayrılma hakkı seversen Nefsini ıslah et er oğlu
ersen Hüdai incinir inciden versen
Ne kimseden incin ne eli incit