Her platformda halk olarak İsrail'e lanet okuyoruz. Ölen çocuk , kadın yaşlı bedenleri kalbimizi parçalıyor. Dua etmekten, lanet okumaktan başka bir şey gelmiyor elimizden.

Ancak olaya biraz yukardan, olayın çıkış noktasından bakmak gerek. Bu arada "karşı" tarafın bakış açısını , Türkiye'nin rolünü, attığı adımları tahlil etmek gerek.

Hamas kontrolsüz güçtür. Vatanı elinden alınmış , yıllardan beri dünyanın kulağını tıkadığı zulme karşı her zaman, her türlü eylemi yapacak örgüttür. Ancak iki yıldan beri hazırlıkları süren bu eylem hakkında dünyanın en ünlü istihbarat örgütü olan Mossad'ın haberdar olmaması mümkün değil.

İsrail'in tüm Avrupa ülkelerini, ABD yi bir anda yanına çekip, Filistin toprakları üstünde emellerini nihayetlendirmek için bundan iyi mazereti olamazdı.  Bizim feryat figan ettiğimiz saldırılar, öldürülen çocuklar, kadınlar... Bunların İsrail ve modernizm ile yoğrulmuş, demokrasinin beşiği ABD, İngiltere ve bilumum batı siyaseti üzerinde hiç bir etkisi yoktur. Onlar gözünde zaten dünya yeterince kalabalık, bin, on bin, yüz bin kişi ölse ne olur! Onlar gözünde ölenler insan bile değil .

Türkiye dahil, ülke politikaları duygusal değil realist adımlarla belirleniyor. Türkiye’nin daha önce hiç olmadığı şekilde , bir süreden beri Suriye'nin derinliklerine (150 km kadar) neden operasyonlar yaptığını, PKK nın ekonomik saha alanlarını, petrol üretim tesislerini Suriye'de ki İHA SİHA, Paramotor üretim tesislerini (Yanlış okumadınız PKK -KCK nın tesisleri bunlar...) vurduğunu klasik ve süregelen harekatlar olarak değerlendirmek saflık olur. O bölgede bir hareketlenme olduğu açıktır.

Hamas'ın eylemi sonrası Amerika’nın uçak gemilerini, İngiltere’nin kraliyet donanmasını yine bölgeye göndermeleri, büyük bir doğalgaz rezervinin bulunduğu bilinen doğu Akdeniz e demir atmaları manidardır.

Türkiye haritasını elinize alıp, etrafına baktığınızda, son yirmi yıl içerisinde etrafında savaş olmayan, darbe olmayan, iç savaş çıkmayan ülke yoktur. Tek huzurlu, üstüne üstlük  Müslüman ülke Türkiye’dir. Karaagaç’ta, Suriye'de burnunuzun dibinde bulunan yüzlerce ABD üstü, güneye indirilen savaş gemileri, uçak gemileri. Çok dikkatli olmamız gereken bir sürece işaret ediyor.

Türkiye’nin hemen, uçak gemileri bölgeye intikal için yola çıkar çıkmaz, Doğu Akdeniz de naftlex ilan etmesi bu gelişmeleri dikkatli bir şekilde takip ettiğinin göstergesi.

Modern batıdan insaf, vicdan, ölen çocuklar için gözyaşı dökmelerini beklemek saflık olur. Önümüzde çok önemli bir tehlike var, kazarla İran’dan fırlatılacak küçük bir nükleer bomba, İran istilasına, Lübnan, Suriye ve belki Türkiye’yi içine alacak büyük bir bölge savaşına, hatta üçüncü dünya savaşına yol açma tehlikesi ciddi bir şekilde önümüzde duruyor. Bu savaşa nükleer silahlar dahil.

Dünyanın güç dengesini sağlayan Rusya'nın bunca güç kaybı yaşadığı ve güç dengesinin ABD lehine bozulduğu zaman diliminde , ABD ve batının aklındaki yol haritasını uygulamaya koymak, Bob'u hayata geçirmek için bundan büyük fırsat olamaz.

Gözyaşı tamam, yas tutmak tamam, dualar tamam. Ama önce aklı selim olmak. Kendini korumak, gerektiği yerde gerekli adımları atmak elzemdir. Coronalar, ekonomik krizler , depremler derken, ufukta çok daha tehlikeli işaretler var. Filistin ve Gazze, buzdağının görünen yüzü. Aman dikkat.