Demokrasi ile yönetilen ülkelerde bir siyasi partinin 23 yıl iktidarda kalması çok rastlanılan bir durum değildir. Hızla değişen, gelişen dünyamızda her daim  “yeni" rağbet görür. Yeni fikirler, yeni düşünceler, yeni yüzler tercih edilir. Bir siyasi partinin ve bir siyasi liderin 23 yıl boyunca kendini her zaman güncellemesi, gelişen ve değişen toplum dinamiklerine ayak uydurması güçtür.

E o zaman bizim ülkemizde demokrasi yok!

Hayır var. Aksayan pek çok yönleri olmasına rağmen, seçim yarışlarında haksız rekabetler yapılmasına rağmen, şu ya da bu şekilde bu halkın önüne seçim sandığı konuluyor mu, konuluyor.

Bu ülkeyi 23 yıldır yöneten iktidar, ekonomi, sağlık, dış siyaset anlamında çok mu başarılı? Halk 23 yıldır çok mu mutlu? Örneğin milli eğitim, hukuk sistemi gibi bir ülkenin olmazsa olmaz dinamikleri çağ mı atladı?

Adalet sistemine kim ne kadar güveniyor?

Asgari ücretli,  emeklilerimiz, 23 yıl öncesine göre çok mu müreffeh bir hayat sürüyorlar?

Değil tabi.

O zaman bu işte bur yanlışlık var.

Daha önceki yazılarımda defaten belirttiğim üzere bu ülkede iktidardan çok muhalefet sorunu var. İktidarı zorlayacak, daha iyisini, daha güzelini yapmaya yönlendirecek, belki yol gösterecek, belki kulağını çekecek, daha olmazsa koltuğundan indirip iktidar koltuğuna kurulacak bir muhalefet olmaması, siyasi anlamda ülkenin en büyük sorunu.

Milliyetçi hareket partisi içinden kopup gelen İyi parti, doğup büyüdüğü, yeşerip dallandığı milliyetçi ve muhafazakar kesimin aksine, yıllarca CHP ile yol yürüdü. Bir nevi CHP’nin koltuk değneği oldu. Halkın buna mukabil kestiği ceza ağır oldu. İktidar yürüyüşünden, baraj altına doğru yol almaya başladı.

Bu partinin içinde bulunup, herkesin dikkatini çeken,  hayata başka bakan, başka konuşan, kabına sığmayan bir isim vardı. Yavuz AĞIRALİOĞLU.

Yavuz Ağıralioğlu önderliğinde kurulan Anahtar Partisi, teşkilat yapılanmasını tamamlamak üzere. İktidardan çok muhalefet sorunu olan ülkemizde, Anahtar Parti umarız bu boşluğu doldurur.

Medyada, televizyon ve gazetelerde yeterince yer bulmasa da garip bir şekilde, sağ, sol, milliyetçi, muhafazakar , alevi , sünni. Vb. Her kesimden Yavuz Ağıralioğlu’na karşı bir sempati var. Bu ülkeye olan saf, katıksız ve çıkarsız sevgisi, bunu her platformda samimi bir üslupla dile getirmesi bunlarda etken.

Bazen güven her şeydir. Ağıralioğlu’nun halkta karşılığı “güven"

Kişisel anlamda, siyasi anlamda bu güveni boş çıkarmaması ve ülkenin gerçek anlamda bir muhalif partiye, iktidar alternatifi bir siyasi partiye kavuşması dileğiyle…

 Hayırlı olsun .