İdlip operasyonu, vesilesi ile Suriye ile yaşanan savaş sona erdi. Yaklaşık bir hafta süren savaş sırasında yüreğimiz ve dualarımız hep Mehmetçik ile beraberdi. Kıbrıs Barış Harekatından sonra ülkemizin bir başka devlet ile doğrudan sıcak çatışmaya girdiği, gerçek anlamda savaş olarak adlandırılabilecek bir hafta geçirdik. Başından sonuna, siyasi, ekonomik ve askeri anlamda günlerce yazılacak çizilecek çok şeyler yaşandı. Örneğin İha/Sihalar ile yapılan operasyonlar savaş tarihinde yeni bir çığır açacak cinsten.
Gündem yoğunluğundan mıdır nedir, ülke tarihine yazılan bu savaş, çok çabuk gündem dışına doğru seyir halinde. Barındırdığı onca gaipliklere rağmen… Savaş ve süregelen diğer konular bağlamında, aklımızda soru işareti olarak kalan konulara kısa dokunuşlar yapalım.
Bu bir haftalık savaş öncesi ve sonrasını kendisi küçük, içeriği sayfalara sığmayacak kadar büyük cümleler ile irdeleyecek olursak, konuya şehadet şerbetini içen otuz üç Mehmetçik ile başlamak gerekir.
Koordinatları bilinen, direk Mehmetçiğe yapılan bu saldırı sonrası, Genel Kurmay Başkanımız, askerlerimizin koordinatlarının Rusya ve Suriye tarafından bilindiğini deklare etti. Bazı dış kaynaklar askerlerimizin şehit edildiği bombardımanda Rus uçaklarının da faal görev aldığını teyit etmesine, Sayın Devlet Bahçeli’nin özür ve tazminat açıklamasın rağmen, konunun üstünün çok çabuk kapatılması garipti.
Şehit haberlerini Hatay Valisinin vermesi sık karşılaşılan durum değildi. Peyderpey yapılan açıklamalar, yaşanılan bilgi kirliliğine karşı çok net açıklama yapılmaması, üst düzey devlet adamalarımızdan dolu ve doygun bilgi eksikliği garipti.
Soçi mutabakatına rağmen, çizilmiş çizgilere tecavüz Suriye birliklerince yapılmasına rağmen, onlara karşı dimdik açıklamalarımız, meydan okumalarımız varken, İha/Sihalar ile savaş tarihinde ilklerin tarihini yazarken, sürekli ateşkesi bizim dillendirmemiz garipti.
Savaş esnasında Esra Erol programında suçluları yakalamaya devam etmesi, Acun Ilıca’nın Survaver yarışmasının reytinglerde birinci gelmesi, dizilerin, filmlerin eğlence programlarının devamı garipti.
Yıllardan beri Avrupa devletlerinin vereceği yada vermeyi tahaddüt ettikleri Eurolar karşılığında onlara rahatsızlık vermesin diye sınır bekçiliğini yaptığımız Suriyelilere bir anda kapıyı açmamız çok geç ve o kadar garipti.
Sevgili Suriyeli kardeşlerimizin de, müreffeh bir hayat oluşumunda nokta katkısı olmadığı Avrupa zenginliğinden hak istemesi, bir o kadar garip.
En acısı ise;
Millet olarak dışardan gelebilecek tehditlerde daima tek yumruk olmayı başarmış bir millet olarak, bunca bölünmüşlük bize yakışmadı. Savaşı siyasi malzeme olarak kullanmak, nerdeyse ülkeyi siyasi anlamda AKP’liler ve AKP olmayanlar olarak iki grup halinde görmek… Garipti.