Miss Turkey 2024 güzellik yarışmasının birincisi İdil Bilgen oldu. Ardından Türkiye güzelimiz ile ilgili açıklamalar peş peşe gelmeye başladı.

Spor yorumcusu Ahmet Çakar,'dan Bülent Ersoy a kadar konu hakkında fikir beyan etmeyen kalmadı. Hatta Bülent Ersoy ''Bu şimdi güzel mi! Erkeksi hatları var, Şabaniye gibi! Genç çocuk kırmayalım, üzmeyelim onu'' diyerek ağızları açık bıraktı.

Evet özellikle pek çok sosyal medya kullanıcısı onu Kemal Sunal’ın o ünlü filmindeki " Şabaniye " karakterine benzetti.

Görüldüğü üzere tartışmanın ana ekseni kızımızın güzel bulunmaması. Güzellik yarışması nedir, neden yapılır, kıstasları nedir diye soran, araştıran olmadı. Genç kızlarımızın cansız vitrin mankeni gibi, bir turam et ve kemik yığını olarak sunulup daha güzelini seçmenin etik olup olmadığı konusuna giren olmadı.

Hani iyi ki konu gündeme geldi. İyi ki İdil BİLGEN güzel bulunmadı. İyi ki Şabaniye benzetmesi yapıldı. En azından güzellik yarışmaları bir kez daha tartışmaya açıldı.

            Efendim, güzellik yarışmalarında sadece yüz ve beden güzelliğine bakılmıyormuş. Estetik, zerafet, eğitim, hitabet vb. Kıstaslar da dikkate alınıyormuş.

Geçiniz efendim. Bir genç kızı mayolu olarak podyumda yürütüp, jüri ve katılımcılarca tüm vücut hatları incelenip en güzelini seçmek…

            Güzellik yarışması kadınlara yapılmış bir saygısızlıktır. Kadın onur ve asaletine gölge düşürür. Doğuştan Tanrı kadını güzel yaratmıştır. O yüzden, erkek gözüyle kadın kulağı ile sever. İltifatı , beğenilmeyi sever. Her kadının başka farklı güzellikleri vardır. Onu madde olarak sunmak, meta haline sokmak, kadın onuruna hakarettir.


            Aslında bu tür yaraşmalara en büyük tepkiyi kadınlarımızın koyması gerekir.
Traş bıçağı reklamında kadın, araç lastiği reklamında kadın, erkek parfümü reklamında kadın.

            Kadın, erkeğin reklam yüzü olmamalı.
Bilahare kadın, etle kemik yığınından ibaret değildir. Modern, post modern, medeniyet onları podyumda sergilemek değil, ruhlarının asaleti ile gönüllerde saklamaktır.