Eğitim öğretim dönemimizde yeni bir sömestr tatilini karşılıyoruz. Yaklaşık beş ay süren bu birinci dönemde, zihnen yorulan öğrencilerimizin 15 gün istirahat etmeleri dinlenmeleri en büyük hakları. Karne notuna, teşekkür ve takdir ile gelip gelmediklerine bakmadan.

Gerek mevsimsel, gerek velilerin iş yaşamlarından dolayı bu kış ortasında çoğunluğun şehir dışına çıkıp farklı bir hava teneffüs etmeleri biraz zor. Bu kapsamda şehir içinde yapılabilecek faaliyetler değerlendirilmeli.  İlimizde en azından Yedikuyular bu mevsimde ziyaret edilebilecek, kar keyfi ve sporu yapılabilecek en ideal yer.

Önümüzdeki on beş gün, çocuklarımızın görsel dünyasına hitap edip, sanal bir dünyada gezinmelerine sebep olan bilgisayar ve mobil iletişim araçlarına bağlanıp kalınacak bir zaman dilimi değil. Tatil demek bilgisayar demek değil. Tatil demek tablet, cep telefonu demek değil. Beş aylık bu yorucu maratonun sonu sanal gerçeklik ile ödüllendirilmek olmamalı.

Klasik bir söylem olacak belki ya, onları sanaldan kurtarıp, heyecanı, mutluluğu, hüznü, kazanmayı yada kaybetmeyi okudukları kitaplar tattırmalı. Okudukları kitapların kahramanı ile sevinmeyi, hüzünlenmeyi, başarıyı yakalamayı tadan çocuk, hayata daima bir adım önde başlayacaktır. Ruhunun paklandığını, hayal gücünün genişlediğini, matematik dahil tüm derslerde daha başarılı olup, okuduğunu daha iyi anlayacak, muhasebesini yapabilecektir.

Okuma alışkanlığı olmayan çocuklar için,  bu on beş gün, okuma  alışkanlığı kazandırmak için iyi bir fırsat olacaktır. Yaşına uygun kitaplardan günlük üç sayfalık, beş sayfalık zorunlu okuma görevlerinden sonra, aldığı keyif, kitapların artık yaşamlarının bir parçası olmasına vesile olacaktır.

Çocukları sanal dünyadan koparmak oldukça zor. Görsel sunumları, sürükleyici stratejileri, nerdeyse beynini uyuşturan ses efektleri ile oyun başında geçirdikleri zamanın, harcadıkları beyin gücünün, çoğu zaman farkında bile değillerdir. Her level atlamalarında o çehrelerine yerleşen kahraman edası, bunu arkadaşları ile paylaşırken hissettikleri onur, gurur, bizler için aslında sanal çocukluğun acı tablosu..

Bizlerin çocukluğunda yaşadığı mahalle maçları, saklambaç, kovalamaç, birdir bir, yakar top, maalesef onlar için artık çok uzak.Evet teknoloji ile barışık yaşasınlar, her türlü nimetinden faydalanıp, yer türlü yeniliğe açık olsunlar. Ancak sanal hayatta sürekli leveller atlarken gerçek hayatta sınıfta kalmasınlar. Levelleri gerçek hayatta teker teker atlayabilmel için bol bol sokağa çıksınlar. Bırakın üşüsünler. Bıraknı kirlensinler. Bırakın arkadaşları ile oyuna dalıp, yemek saatini kaçırsınlar. Eve döndükleri zaman gözlerindeki ışığa, canlılığa, parıltıya bakın siz. Bir de üç beş saat bilgisayar oynadıktan sonra gözlerindeki matlığa, uyuşmuş, söyleneni anlamadaki idrak zayıflığına.

Gerçek hayattaki Levelleri birer birer atlamaları için, sanal hayattaki levellerden  kurtaralım onları. Çünkü hayat atlanacak pek çok gerçek level ile dolu.