Ferdi Tayfur'un bir zamanlar dillerden düşmeyen bir şarkısı vardı...'Hadi köyümüze dönelim; Fadime’nin düğününde halay çekelim' şarkısının sözlerinde; şehir yaşamının stresi, gürültüsü ve betonlaşan yapılardan kaçışın çığlığı anlatılıyordu.
İnsan topraktan uzaklaştıkça kendinden de uzaklaşıyor. Şehir hayatının boşluğuna düştüğünde de çoğu değerlerini yitirerek kendini de kaybediyor. Özüne dönmek, anılarıyla kucaklaşmak isteyenlerde köy hayatının hayalini kuruyor.
Gençler şehirden döndü; köyün kaderi değişti başlıklı bir haber okudum. Elazığ’ın Keban İlçesine bağlı Nimri köyü gençleri; sosyal medya ağıyla iletişim kurarak köylerine dönmeye karar vermişler. Önce köy derneği kurmuşlar. Dernek başkanı da bir kadın olmuş. İlk iş olarak köy çeşmeleri ve 6000 ağaç dikmişler. Doğal tarım için ortak bir bahçe kurmuşlar. Yaptıklarıyla Yves Rocker Vakfı’nın düzenlediği ve 50 ülkeden 325 yarışmacının katıldığı 'Toprağın Kadınları' yarışmasında halk oylaması ve jüri ödüllerinde birinci olarak çifte ödül kazanmışlar.
Köye dönüş desteği ile genç çiftçilere 30.000 liraya kadar hibe yardımı yapılıyor. Kırsal kesimden kente göçün durdurulması ve köye dönüş projesi altında teşvik veriliyor.
Tersine göç olayı Avrupa'da da yaşanıyor. Orta gelirli ve üst gelirli insanlar şehir yaşamından kaçarak köy yaşamını tercih ediyorlar. Tabi köy denince bildiğimiz köy yaşamı değil... Modern köy yaşamı... Artık ülkemizde gelişti... Bildik manzaralar tarihe karıştı... Yaşam standartları iyileşti... Bundan sonra devlet teşvikli köylerimiz; neden hayat bulmasın?