Türkiye ağladı... Suriyeli 9 aylık hamile bir anneye ve 10 aylık bebeğine yapılan vahşete ağladı...
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’de, cenaze namazında göz yaşlarına hakim olmayıp ağladı, ağlattı. Duygu yüklü konuşmasında insanları vicdanı muhasebeye çağırdı.
Vatandaşların idam sesleri ise bu vahşete bir isyandı...
Son günlerde ülkemizin birlik ve beraberliği hedef alınarak; kaos ortamı yaratmaya yönelik, uluslararası bir operasyon yapılıyor.
Toplumun dinamiklerini harekete geçirmeyen isteyen bu karanlık çevreler, basın yoluyla ve sosyal medya üzerinden Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmeleri ve sınır dışı edilmeleri yönünde tepki kampanyaları başlattılar. Bu kirli kampanyanın hukuktaki adı nefret suçudur...
‘Suriyeliler Evine Dönsün’ ve ‘suriyeliler sınır dışı edilsin’ etiketleri altında,sosyal medyada çok sayıda yorum yapılıyor. Kampanyaya sözüm ona bazı sanatçılarda! destek veriyor.
Bazı medya kuruluşları da son dönemde yaptığı haberlerde, kullandığı ayrıştırıcı dil ve söylemle toplumda Suriyelilere karşı nefret suçları işlenmesinin tetikleyicisi oldu
Son günlerde Suriyeli mülteci kardeşlerimize; sosyal medya yoluyla olsun , basın yoluyla olsun çirkin linç girimi yapan insan kılıklı yaratıklara sesleniyorum...Bu vahşi cinayette sizin de parmağınız var... Acaba yüzünüz kızardı mı?..İnsanlığınızı sorguladınız mı? Düşmanca söylem geliştiren herkes bu cinayetin bir parçası.
Bir de bazı sivil toplum kuruluşları ve kadın örgütlerinin derin sessizliği insanı düşündürüyor... İnsanın aklına şu geliyor.... Katledilen anne ve yavrusu sadece Arap olduğu için mi bir kısım çevreler duyarsız kalıyor? İlle batılı mı olmak gerekiyor?... Galiba,insanlık tatile çıktı...
Herşeye rağmen birleştirici dil acılı babadan geliyor... El-rahmun, "Bu işe bulaşan suçluların yaptıkları, Türk halkını hiçbir şekilde temsil etmiyor. Türk halkı bizim kardeş, müslüman ve dost halkımızdır. Biz böyle düşüyoruz ve böyle de düşünmeye devam edeceğiz" diyerek anlayana insanlık dersi veriyor.