New York metrosunda kanlı saldırı!
New York polisi, 23 kişinin yaralandığı saldırıya ilişkin 62 yaşındaki Frank R. James adlı kişinin "şüpheli" olarak arandığını bildirdi
James'in videoları ortaya çıkınca da Amerika, ırkçılık gerçeğiyle yeniden yüzleşti.
Şüphelinin, beyaz insanlara, Yahudilere ve iklim değişikliğine karşı öfkesini dile getiren yüzlerce videosu ortaya çıktı
'63 yaşındayım nefret, öfke ve acı doluyum. Bu sözlerinden de anlıyoruz ki ırkçılık olunan değil, yapılan bir şey...
Keşke yaşanmasaydı ama yaşandı. Arada kalanlar gün gelince öfke kusuyor, olan da masum insanlara oluyor.
Toplumsal sorunların en yüz kızartıcısı olan ırkçılık, özgürlükler ülkesi Amerika'nın yakasını bırakmıyor.
Kirli geçmişi her an ensesinde...
Kızılderili katliamları, tehciri,... Atom bombası... Vietnam Savaşı... Ku Klux Klan dehşeti...1968'de Martin Luther King'in suikast sonucu öldürülmesi...
2012'de 17 yaşındaki silahsız Trayvon Martin'in öldürülmesi...
2014'te Eric Garner'in polis gözaltına alırken nefessiz kalması sonucu hayatını kaybetmesi ...
Garner'ın I can't breathe- nefes alamıyorum sözleri hala hafızalardayken George Floyd'un benzer şekilde hayatını kaybetmesi...
Unutulmadı, unutulmuyor...
İnsanların hafızasında ilk günkü gibi canlı kalmayı başarıyor.
Ülkenin ilk siyah Genelkurmay Başkanı 1989'da Colin Powell oldu.
Ardından Powell 2001'de Amerika'nın ilk siyah dışişleri bakanıydı.
Barack Obama 2008 yılında 44. Başkan seçildi.
Beyaz Saray'da siyah bir başkanın olması da siyahlara yönelik olayları durdurmaya yetmedi.
1776 yılında kurulan ülkede, üzerinden 245 yıl geçmesine rağmen hala ırkçılık tartışmaları yaşanıyor. Ve bu tartışmalar en azından yakın zamanda sona erecek gibi de görünmüyor.
Yazımı Bukowski'nin sözleriyle noktalıyorum:
"Hangi çiçek, diğerini 'sarı açtı' diye ayıplar?
Hangi kuş, 'farklı ötünce' diğerine yasak koyar?
Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.
Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar..."