Pazartesi günü %5,1 olarak açıklanan 2017 yılı Mart-Haziran dönemine ait büyüme verileri, bir çok gelişmekte olan ülkenin elde ettiği büyüme rakamından oldukça yüksek. Bu nedenle büyüme verisi bir çok kesim tarafından olumlu karşılandı.
Bu yazıda büyüme rakamlarının nasıl tespit edildiğini ve bu çeyrekte nasıl büyüdüğümüzü kısaca açıklayalım.
Büyüme dediğimiz şey aslında ülkemizde faaliyet gösteren sektörlerdeki iyileşme-kötüleşme ile ilgilidir. Eğer bir ülkede tüketicilerin talebi yüksekse üreticiler gaza basar ve arzı yükseltir. Bu gaza basma durumu sektörlerin büyümesini de beraberinde getirir.
***
Sektörlerdeki talebi beş alt harcama grubu oluşturur. Bunlar, özel tüketim, kamu tüketimi, yatırımlar, net ihracat ve diğer gruplarıdır. Bunların da her biri içinde ayrı kırılımları vardır. Bu alt gruplarda yaşanan talep artışları, sektörlerin üretim iştahını tetikler. Örnek vermek gerekirse aşağıdaki tabloda görülen özel tüketim alt grubunun “dayanıklı mal” alt kırılımında %1,6’lık artış söz konusudur. Bu grup, beyaz eşya, otomobil, radyo gibi uzun ömürlü kullanımı olan eşyaları içerir. 2016 yılında uygulanmaya başlanan beyaz eşyadaki vergi indirimleri, bu gruptaki tüketimi arttırmıştır. Bu artış da yukarı grupta yer alan “imalat sanayii” sektörüne %0,1 oranında artış olarak yansımıştır. Bir başka örnek, yine oldukça yüksek olan özel tüketimin et ve balık tüketimi, tarım ve hayvancılık sektöründe yaşanan %3’lük artışta önemli bir role sahiptir.
***
Dolayısıyla “bu çeyrekte %5,1 büyüme sağladık” dediğimizde alt gruplarda meydana gelen harcama eğilimlerinin büyümeye sağladığı katkıların toplamından oluşmaktadır. Aşağıdaki tabloda yeşil ile belirtilenler alt grupları, sarı ile belirtilenler ise sektörlerin durumunu temsil etmektedir. Yeşil ile belirtilen alt gruptaki harcamaların puan katkılarını topladığımıza %5,1’e ulaşırız.
Peki büyümeyi nereden sağladık?
Yukarıdaki tabloyu analiz ettiğimizde, büyümeye katkının en çok bireylerin tüketiminden, inşaat yatırımlarındaki artıştan (kırmızı ile işaretlediğim kısım) ve net ihracattan olduğunu görmekteyiz.
***
Bireylerin tüketimi, 2017 yılında yoğun bir şekilde kullanılan KGF kredilerinin etkisiyle artış gösterdi. Bireylerin eline para geçti ve bol finansman bireyleri tüketime yönlendirdi. Bununla birlikte bu denli finansman kolaylığı ve vergi indirimlerine rağmen bireylerin tüketimi halen patlama yapabilmiş değil. Özel tüketim harcamaları ilk çeyreğe göre gerileme kaydetmiş ama yine de geçen seneye göre yukarılarda.
***
Öte yandan yatırımlardaki 2 puanlık artış bu çeyrekte büyümeyi göğüsleyen grup oldu. Yatırımlarımızın yarıdan çoğu, kamu kesiminin alt yapı yatırımları için gerçekleştirmiş olduğu inşaatlardan oluşuyor. Yatırım grubunun artış göstermesi kalkınma ve gelişme açısından önemli ama bu yatırımların makine ve teçhizat yatırımları ile de desteklenmesi lazım. Malesef makine ve teçhizat yatırımlarımız halen yavaşlama eğiliminde (mavi ile işaretlediğim kısım).
***
Yine de genel olarak baktığımızda 40 milyar dolarlık cari açığı olan, enflasyonu %10 seviyesinde olan dibinde savaşlar ve terör yaşanan bir ülke olarak, bu büyüme rakamı mucize bir başarıdır. Almanya cari fazla vermesine rağmen ve %1,2 enflasyonda olmasına rağmen %1,9’un üstünde büyüme kaydedemiyor.
***
Özetle ülkemiz büyük potansiyel barındırıyor. Her gün işimize giderken bu potansiyelimizi fark edelim, bir taşın üstüne bir taş da biz ekleyelim. Herkese hayırlı kazançlar dilerim.