Sonbahar… Hazan mevsimi… Duyguların en yoğun yaşandığı, rengiyle insana huzur veren, tablo gibi mevsim... Sabahları artık serin… Güneş ışığı bizi terk ediyor… Yapraklar solup, dökülüyor… Üşüyoruz… Yanımızda uzun kollu kıyafetler… Hava erken kararıyor… Yaza ‘güle güle’ deyip kışa ‘merhaba demek zorunda kalıyoruz. Sonbahar… Romantizmin doruk yaptığı, melankolinin kol gezdiği zamanlar… Hüzün ayı… Depresyon ayı…
Sonbahar depresyonuna dikkat!
Uzmanlar, mevsim geçişlerinin depresyon sebebi olabileceğini belirtiyorlar. İç dünyamızda bazen dış dünyaya uyar ve tıpkı onun gibi bu hüzün mevsiminin etkilerini yaşar. Sonbaharın gelişiyle birlikte birçok kişide hüzün artar ve enerji kaybı olur. Bazen insan yataktan bile kalkmak istemez. Yaşamla mücadele gücü azalır.
Psikolog Meriç Mavi, gündüz ve gece dengesinin yaz dönemlerinde kişiyi keyifli hissettirirken, kış döneminde duygusal bir karmaşayı tetikleyebileceğini belirterek,'Yeni bir kış döneminin başlayacak olmasıyla sorumluluklar daha da artıyor. Çocuğunu okul hayatına hazırlayan anne-baba, yaz tatilinden çıkan ve işleri yoğunlaşan ofis çalışanları ve sabahın erken saatlerinde dükkanını açan esnaf yazın vermiş olduğu keyif duygusunu bir süreliğine kaybedebiliyor. Doğanın ekolojik dengesine ayak uydurmaya çalışan insanoğlu, vücudunun salgıladığı hormonların etkileriyle de baş etmeye çalışıyor'.Mavi, iklim şartlarıyla mevcut psikoloji arasında bir bağlantı olduğunu dile getiriyor.
Kronik yorgunluğu da unutmayalım… Yaz aylarının güneşli ve vücuda enerji veren havasının ardından gelen kışa geçiş mevsimi sonbahar vücudumuzda kırgınlık, uykuya doyamamak ve kronik bir yorgunluk yaratıyor. Özellikle hafta başında yaşanan pazartesi sendromu sonbaharda daha da bir çekilmez hale geliyor. Peki, neler yapabiliriz? Spor yapmak. Günde 30 dakikalık aktif, tempolu bir yürüyüş… Sağlıklı beslenmek.,. Karbonhidratlı ve basit sekerli besinlerden uzak durmak… Bol bol su içmek... Düzenli uyku… Erken kalkmak Yeni hedefler… Yeni planlar…