Kelime sıkan, daraltan, hesap soran manasınadır. Esma-ül Hüsna’nın bütünü içinde çok önemli bir yeri olan El-Kâbid ismi şerifinin izleri bütün mahlûkatın üzerinde görülür.

Mükemmelliği ölçü yapan yüce Tanrı'nın varlıkları, koymuş olduğu şekiller içinde eşyanın mahiyeti gereği bir takım gerginliklerin olması çok olağandır. İnsan bazen durup dururken içine çöken hüzüne anlam veremez. Kaygı, tasa, her şeyden ümitsiz halini yaşayan insanın bu durumu Allah'a gizli olamaz. Ruhi özelliklerin bu vücutta yapabileceği çok şey varken insanın kendi durumun terbiye etmeyerek ruhi özelliklerini gün yüzüne çıkarmaması insanın sıkıntılarının biricik sebebidir.

Maddi imkânlar sınırlı, arzular ise sınır tanımıyor. Doğan her günün getirdiği tabi istekler bile karşılanamazken insanın sıkılmaması düşünülemez. İnsan yaşarken başına ne geleceğini bilse ona göre bazı tedbirler düşünür ama bu hiçte böyle olmuyor.

Dertlerimizi, bizi sıkıntıya veren şeyleri tanıyarak hayatı kolaylaştırmak elimizde... Dertlerimize çözüm yine kendimizden olacak. Çok şeyler istemeyelim ama yaptığımız her işi en iyi biçimde yaparak o işe kendimizden bir parça katalım. Sıkıp, daraltan yüce Mevla insanı çeşitli olaylarla imtihan eder. Kuran-ı Kerim’de "kullarına taşıyamayacağı yükü yüklemeyeceğini." söyleyen yüce Allah’tır. Yaşadığımız her günü lütuf olarak görmenin ışığını içimizde ne zaman yakacağız?

Hakk'ın olacak işler

Hoştur gam u teşvişler

Ol hikmetini işler

Mevla görelim neyler

Neylerse güzel eyler.

(Erzurumlu İbrahim Hakkı)