Altınoluk dergisi mayıs ayının ilk günlerinde masalarda yerini aldı,yıllardır okurlarıyla buluşan dergi bu ramazan ayında da çoşku ve heyacanından bir şeyler kaybetmeden yoluna devam ediyor.
Güzel bir kapak tasarımının hakim olduğu 399.sayı da "ramazan seferberliği gök kapıları nasıl açılır"la okurları karşılıyor.Ordu millet olma vasfının iliklerimize işlediğinin güzel bir örneğini kapakta okumaktan mutlu oldum,seferberlik ne yaman bir kelime öyle insanın ta özüne işliyor ve insana ya geç kalırsam halim nice olur durumlarına sokuyor.Dünya da nasıl yaşamalı?Hayatın özüne ne katmalı da Hakka ulaşmak mümkün olsun?
ilk sayfayı açınca takdim yazısında Lütfi Arslan dan şunları okuyoruz "zaman Allahın sırlarından bir sır,aramızda dönüp duruyor.Bu deveran içinde tükenen bizden başka nedir?Tükettiğimiz fani ömrümüz ,kazandığımız baki hayatımızdır.Ne kazanıyor ,ne kaybediyoruz?Zamanın akışı işte bu noktada bize bir şeyler söylemelidir.Her gününün ,ayın ve yılın bir muhasebesi olmalıdır ki bu gidiş nereye diye sorup gereğini yerine getirecek bir irade hasıl olsun?"
İşte hayatın merkezine yerleştirilmesi gereken hakikat!
Ramazan ayı ile ilgili yapılması gerekenler derginin sayfalarına özenle yerleştirilmiş bu da kutucuklarla sağlanmış.Bütün azalarınla oruç tut ,muhtaçları sevindir,sükutunu artır,tefekkürünü artır,zikrini artır,teravih namazı kıl,iftar ver gibi onlarca güzel haslet ayet ve hadislerle ser levha halinde dikkatlere sunularak güzel bir çabaya vesile olunmuş.
Kulluğumuzun Kalkanı yazısı KANAVİÇE yazısı olarak okunmayı bekliyor ne demek istediğimi dergiyi alıp okuyanlara bırakmak istiyorum bir yazı için bunca emek takdirlerin çok üstünde olabilir,yazı ahlakı açısından önemli bir metin.
Kuran rahmettir peki bu ne manaya geliyor ?Ömer Çelik bey yazısında bunun sırlarını bizimle paylaşıyor ve şunları hatırlatıyor ; "kalplerden şirkin,küfrün ve nifakın tortularını silip oraya tevhit ışığını ulaştırmak suretiyle gönüllere rahmet oluyordu".
Tasavvuf yolunun erleriyle yapılan söyleşiler din hizmetlerinin sosyal yapısının derinlerine nasıl inilmesi gerektiğini bizlere hatırlatıyor Ahmet Ertaş beyle yapılan söyleşi geçen sayıdan devamla önemli bilgileri bizlere sunuyor,gelinen yerin varılacak hedefin neler olduğunun da ip uçlarını veriyor.İnsanımız da dinin ne manaya geldiği bu söyleşilerde anlam kazanıyor yolda olmanın mana sırları da gün yüzüne çıkıyor.
Dün hakkında yapılması gereken yorumlara yeni bakış açıları derginin ilerleyen sayfalarında "bir hristiyan ile diyaloğ olur mu ?" başlığı ile yer alıyor peki ne söyleniyor diyorsanız cevabı için bir dergi almanızı hatırlatıyorum önce bir dergi alın ya da dergiye abone olun ki akılı karışıklardan olmayın. Daha nice sayılara !