Kitabın başlığı sizi şaşırtacak “ Bu nasıl bir iş ne oldu da böyle oldu “ diye hayret edeceksiniz. Durun kitabı elinize aldığınız da daha ilk takdim yazısını Talat Halman ın yazdığını ilk cümlenin de “ Eski dostun Tosun Bayrak bu gün Halveti Cerrahi tarikatının ABD deki halifesi…” başladığını okuyunca kitabın kıymetini anlayacaksınız.
1926- 2018 yılları arasında yaşayan TOSUN BEKİR BAYRAKTAROĞLU nevi şahsına münhasır bir insan. Kanlıca da gözlerini açan Tosun un babası Osmanlı Yüzbaşısı Hasan Tursun. Robert Kolej de okurken sınıf arkadaşları arasında Bülent Ecevit, Ahmet İsvan , Tunç Yalman , Altemur Kılıç , Nezih Neyzi, Rahşan Ecevit vardı. Okul yıllarında göz dolduran Şeyh Tosun üniversite tahsiline mimarlık okuyarak başladı fakat bunu tamamlamadan değişik alanlara girdi resimle uğraştı yaptığı Fas lı Liba hanımla evlendi kayınpederinin vefatıyla Fas ta şirketin başına geçip büyük servetler yönetti orada ülkemizin fahri konsolosluğunu yaptı. Hayatın cilvesi oldu Fas ı terk edip 1968 de ABD ye sığındı. 1970 yıllarında yeni bir evlilikle yoluna devam etti.Ticari hayattan sanat hayatına girerek bu alanda Master proğramlarını tamamlayıp üniversite de öğretim üyeliği yaptı işte tam da bu vakitlerde geleneksel İslam sanatlarıyla tanışması o na tasavvuf kültürünün engin hazinelerini tanıma fırsatı verdi. 1969 yılında Konya yolcuğu esnasında Münevver Ayaşlı ile tanışması o na Karagümrük teki Cerrahi tekkesinin yolunu açtı.
Rahmetli Şeyh Muzaffer Ozak ın şemaili kitabın 108. Sayfasında Tosun bey tarafından nasıl anlatılır bunu muhakkak oradan okumanızı isterim .Yine de şu satırlara ne dersiniz “ Fakir , dinimi Efendimizden öğrendim . O gün bugün , geç oldu , güç oldu amma Efendimin “ Beş vakit namazını kılmadan yatma ! “ emrini ifa edip namazlarımızı kaçırmadık. Allahu Tealanın “ Dinimi zorlaştırmayın “ dediğine icabeten Efendim bize yumuşak Müslümanlığı öğretti . ( sh. 111 ) Safer Baba Tosun beyi Cerrahi Hilafet törenine hazırlamış bunun hikayesi çok da güzel bir şekilde kitap da anlatılır.Şeyh Muzaffer Ozak hilafet verdikten sonra Tosun bey şunları nasihat etmiş “ Sohbetlerinde sakın kendinden bir şey söyleme , Kuranı Kerim den bildiklerinden , hadisi şeriften hatırladıklarından , benden öğrendiklerinden ve veliyullahın kitaplarından okuduklarından maada bir şey söyleme “ (sh. 118 ) . Amerika ya dönmeden önce Tosun beye orada dergah açma talimatı da verilir her ne kadar Tosun bey buna şaşırsa da “ bir yer bul ,tanıdıklarını davet et . Yedir içir . Kadınlara , çocuklara ,ekalliyeteki Amarikalılara bilhassa iyi , muamele et , iş yürür “ emri gereğince bu işe girer çok geçmeden dergah dolup taşar ve otuz yıl da sekiz dergah daha açılır.
Kitabın tam ortalarına doğru bir müridin gözünden anlatılan şeyh portesi var ki okumaya doyamayacak sevginin kelimelere dökülünce nelere kadir olabileceğini görüp hayret edeceksiniz.
“ Efendim kediyi köpeği severdi , bilhassa kediyi . Hem dükkanı , hem dergah kedi doluydu . O adamcağız dükkanda kedilerin pisliğini temizler , akşam dükkan kapanmadan kasaptan kilolarca ciğer alır , parçalara ayırır , dükkanın önünde Beyazıt ın kedisine köpeğine ziyafet çekilirdi “ ( sh. 134 )
Kitap ta yer alan fotoğrafları da ihmal etmemiz gerek sayfalar arasında bulunan görsel malzemelerin kalitesi ve estetik değeri bu kitabın değerini daha bir artıyor . 1970 ten günümüze doğru adım adım ilerlerken ülkemiz ve dünya da olup bitenleri hatırlayacak onlarca anekdotun zihinlerinize yaptığı uyarıcılarla hikmet dünyasına dalıp bu tür eserlerin meftunu olacaksınız , benden söylemesi gerisi size kalmış ey azizan.
AMARİKADA BİR TÜRK ŞEYH TOSUNUN HATIRATI , TOSUN BAYRAKTAROĞLU ,SUFİ KİTAP , İSTANBUL