Oldu bittilere kilitlenen milli düşüncenin sonrası için beklentileri ne alem de? Varsa yoksa geçim diye tepinenlerin hareket sonrasında yeni aktivitelerin neler görebileceğiz.
Soruların cevapları önemli ama soruların meydana getirdiği bilinmezlikte o denli mühim. Kargaşadan nemalanan sadece eylem üzerine yoğunlaşan kitle mevcut. Olayın kendisi üzerine kafa yoran devamlı istim üzerinde durmak isteyen bu zümre kimlerden oluşuyor?
Her hareket bereket değildir!
Hesaplaşmayı yapmak için önce şöyle bir vakar içinde ne olduğuna bakmalıyız. Telaşenin ruhlarımızı darmadağın etmesine izin vermeyelim
Tefekkür denilen ol hikmet hep eskilerin harcı mı?
Ne olup bittiğini anlamak için sükûnet ihtiyacımız var. Adalet fikri ve hakkaniyet için A.Hikmet Berki şu satırları yazdı bir vakit : “ Kanunlar ne derece adil hükümler ihtiva ederse etsin, adalet mefkûresini tahakkuk ettirebilmek için her şeyden evvel fertlerde hakkaniyet şuurunun akideleştirilmesi icap eder. Hakkaniyetten, fert ve cemiyetlerin yekdiğerinin hak ve hürriyetine hürmet etmesini ve adaletten bu şuurun hariçteki tezahürünü kaydediyoruz. Fert ve cemiyetlerde bu fazilette mevcut olmadıkça gayeye vusule imkân yoktur.”(Türk Yurdu Dergisi)
Yıllar Geçti!
Hak ve hakkaniyet denilen o petek doldu mu? Zihinlerde oluşan Ha mefkûresi çok dağınık bunun bir yerde durdurulması hakkaniyet denilen olgunun ise vicdanlardan çıkartılıp toplum hayatına etki etmesi şart.
Hak dediğimiz o yüce fikir bu gün insanlarımızın çoğunca kendi tabi ihtiyaçları seviyesine indirilmiş vaziyette.
Hak yücedir bütün mahlûkata şamil bir kavramdır.
Anayasa da geçmiş tecrübelerimizden yararlandığımız gibi bizleri var eden ümitlerimizden de izler olmalı. Türk insanında meydana gelen akıl karışıklığına nasıl bir çözümle son vermeliyiz. Toplum içinde yaşayan fertler kendilerince şekillenen bir Hak olgusu olması gerektiğini dile getiriyor bu düşüncede hep kendilerinden izler arıyorlar.
Hak bu değildir!
Fert, fert oluşturulan toplumun genel yapısı daha değişik derecelendirmeyle kendini gösterir. Bütün parçaların toplamından farklıdır.
Anayasa değişsin kabul ama değişimi isteyen Türk insanında meydana gelen önemli değişimlerin özümüzü meydana getiren değerler ışında yorumlanması yapıldı mı?
Öncelik yapacağımız işimizin sınırlarını çizmek sonra ise akıl rehberliğinde Hakka gitmek olmalıdır.