Maraşımız kendini anlatan bir kitaba daha kavuştu yazarı sayın OĞUZ PAKÖZ ü tebrik eder uzun soluklu bir hayat dilerim.
Şehrengiz tabir edilen bu tür kitaplar hatıra eksenli olarak mekanların anlatımına yönelir sosyo-psikolojik değerlendirmelerle yıllara meydan okur.PAKÖZ beyin yeni kitabının uzun yıllar içinde kendi değerini bulacağını belirtiyor bunca emeğin yazara mutluluk olarak döneceğini de hatırlatıyorum.Maraş kitapları içinde diğer eserlerle bütünlük arz eden kitap aslında bir seri kitabın devamı niteliğinde “KILGI,VAR VARANIN,SÜR SÜRENİN,BOMBALAR ÖLDÜRMEZ SEVGİYİ,MARAŞ DESTANI,TÜRKÜLERLE GİDEN İLBEY,AHIR DAĞ DESTANI”kitaplarından sonra böyle bir eseri bekliyordum.Kitap içinde yer, yer yazılmakla birlikte bundan sonra yazarın TÜRKİYE hakkında bir kitapla bizlere edindiği irfan boyutunun nerelere uzandığını da görmek istiyorum.
Kitap kendi içinde alt başlıklara ayrılarak yazılmış tarihsel süreç ilk çağlardan bu güne kronolojik olarak getirilip ağırlık 1950 ler sonrasına verilerek günümüze kadar gelen süreç hatıralar ışığında yer yer trajik yer yerde komik anekdotlarla süslenerek kitaba bir çırpıda okuma fırsatı verilmiştir.İnsan,mekan,bitki ve fikir satır aralarında kaynaştırılmış kentlilik olgusuna da dikkat edilmiştir.Köy ve kent arasında oluşturulan gerginliklerin sosyolojik sebepleri ironi ile verilip kent hayatı hep öne çıkarılmıştır.
PAKÖZ kitabında samimi bir anlatımı tercih etmiş konuşma formatını kitabına hakim kılmıştır.İnsanları yaşadıkları kentlere benzetmekle psikolojik verileri ustalıkla kullanıp çıkarttığı sonuçları bizimle paylaşmaktan geri durmamıştır.
Her konuya bilgi olmaksızın yorum getirme huyunu fıkralarla süslemiş bunun içinde bizimle şunu paylaşmıştır.”Bizim kentlilerin hemen hepsi bağ,bahçe uzmanı gibidir.Dahası adamın kişiliğine saygı göstermezsen sana kızar,kendisiyle şakalaşırsan biraz canı sıkılır ancak bağına kötü dersen seninle tüm ilişkilerini kesebilir….Bir bakırcı dostumuz güzel bir incir fidesi bulmuş,dükkanının önüne koymuş uygun bir anda götürüp bağına dikecek.Bu arada bir bağcı bakırcı dostumuza “Usta,ceviz çitillerin aşılı mı?diye sormuş.O da “Evet ama bunlar pahalı tanesi beş lira”deyip adamı uzaklaştırmak istemiş ama adam birer liraya alabileceği fideye beşer lirayı hemen sayıp fideleri alıp gitmiş.Ertesi yıl bizim tüm yaşamı neredeyse şaka olan ustaya aynı adam gelip”Usta ,bana verdiğin ceviz çitillerinden incir çıktı “diyerek hesap sormaya kalkmış.Bizim usta soluklanmadan adamı hemen yanıtlamış ve “YERİNİ SEVERSE ÖYLE OLUR OĞUL!”demiş.(135 .sh)
Elli yıllık bir değerlendirmeyi içeren kitap sizleri de unuttuğunuz günlere geri götürüp bu güne gelirken hangi bedeller ödediğinizi bir daha hatırlatacaktır.
Kitap için hayırlı olsun şeklinde ilk yazımı böyle yazdıktan sonra kapsamlı değerlendirmeler için ikinci bir yazıyı da sizinle sonra paylaşacağım.