Nasıl bir insan tahayyül ediyorsak o şekil de de bir hikmet anlayışından söz edebiliriz.İnsan hayatını şekillendiren üç önemli düstur;varlık,bilgi,ahlak tır.İnsanlık tarihi binlerce yıldır bu üç değer etrafında dönüp dolaşıyor bizler de oralardan nasibimiz oranında hakikat alabiliyoruz.
İnsan kendine düşeni yapmak için çok ama çok çalışmalı!
Varlığımıza vurulan bir mühür var bu mühür başta biz olmak üzere bütün varlıkları şekillendirmek istiyor.Kendi dışımızda bir hakikat anlayışı yanın da varlığımızın da hakikat olduğunu anlatan bazı yaklaşımlardan da haberdar olmak zorundayız.insan oğlu niye kendine yetmiyor ya da varlığımızı şekillendiren malzemelerden hep üst bir model inşa etmek zorunda bırakılıyoruz?Sorular insanlık için mühim çünkü sorduğumuz her soru bize meçhul olanı biraz daha akıl alanı içinde şekillendirme fırsatı veriyor oradan da kendi karanlıklarımız biraz daha aydınlanıyor.
Yıllar nasıl da çabuk geçiyor.
Okuduğum kitaplar üzerine yazı yazarken şimdilerde düşüncelerimle kitaplar yazılabiliyor kurduğum bazı parağraflar bana yeni dünyaların kapılarını aralayabiliyor.Yıllar öncesinden bu noktalara gelmeyi düşünmek hayal iken şimdiler de hayallerin bile ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor.Seksenli yıllar bizim için fakülte vakitlerimizin geçtiği demlerdi.İlahiyat eğitim ve öğretiminin akla zarar fikre ziyan yıllarını yaşadım akıl almaz olaylar arasında ne garip haller tecelli etti bulunduğum Konya şehrin de yaşadıklarım bana hayli tecrübeler kattı oradan bu yıllara aktardığım hikmetle kendi varlığımı inşa etmenin bahtiyarlığını yaşadım.
Tasavvuf anlayışlarının dalgalarla hakikati dövdüğü demlerdi.
Meram da kendi evimiz de yaşadığım çile binbir çile evresinden başka bir şey değil iken ben buna başka çileler de kattım.Varlığı kuşatan bir anlayış varsa ben bu anlayışı muhakkak çözebilir işin künhüne erebilirdim.Eskiler nasıl bu işi kurcalamış kendilerince yollar bulmuş iseler ben de yapabileceğimin sınırlarını görmek istemiştim.Yollar çetin ama bu yol da bulunan insanların vasıfsız olabileceği hiç ama hiç aklıma gelmemişti.Ermek isteyen ben eriştirmek isteyen yol ama mesefeler kat ettirmeyen insanlar gel de çık işin içinden.Evrad ezkar yapılan onlarca zikir ilerleme kat etmeye müsaid varlığımla çok zor bir işin içine girdiğimin farkına varamadım.Rüyalar üzerine yoğunlaşıyor gördüğüm rüyalar hakkında kendimce yorumlar yaparak mesafeler aldığımı düşünüyordum.Bir arpa boyu yol alamadığımı anladım.
Neler yapıyordum?
Kendini inşa etmek denilen o sır nasıl tecelli ediyordu?Bilinmezlerle dolu bir yol da ilerlemek şart ama bunun nasıl yapılacağı hususunda ortada bir de belirsizlik var niye böyle oluyor diye kendime soruyor ama buna da bir çözüm bulamıyordum.
Ah yıllar ah!
Üzerinden otuz küsur yıl geçtikten sonra yapılanlara bakıyor insanın bu kadar da hoyrat harcanabileceğine bir anlam verebiliyorum.
Bilinmiyor evet yol denilen o hikmet bilinmiyor.
Nasıl bir insan inşa edileceği hakkında derli toplu bir malumat da yok işler saldım çayıra mantığıyla işliyor yol ehli olduğu iddia ediliyor ama ortada hiçbir şey yok.Sözüm ona bir sır perdesi ve gizem ortada hakikate ulaşmak isteyen tek tük de olsa ben gibi saf insanlar ama yapılanlar sadra şifa olmuyor.
Çetin bir iş!
Ülkemiz sadece yer altı ya yer üstü kaynaklarını heba etmiyor insan kaynaklarını da boş yere heba ediyor.Mistik yapılanma adına ortaya konulan modeller muhakkak gözden geçirilmeli insan denilen o sır aydınlanacaksa bunun daha başka bir yolu olmalıdır.
Evet hakikat kurulur ama bu gönüllerini aşkla dağlamakla başlar ve merhale merhale ilerler.