Kendini bil ve kendini bul.
Yokluktan çık ve varlığınla yücel sonra burada bırakacağın bedenini tanı. Kendini unutturan beden ve nefis hazlarını kontrol almak için yapman gerekenler olacak.
Bedene bağlı zevklere köle olmakla, bedence sağlıklı olmak arasında büyük fark vardır. Hayatta umduğumuz şeylere kavuşmak, istediğimiz amaca ulaşmak sağlıklı olmamıza bağlıdır. Sağlıklı olmayan insanın ne kendisine ne de çevresine yararı olmaz. Aksine devamlı olarak başkalarının yardımına muhtaçtır. Okumak, çalışıp kazanmak, bir iş ve meslek sahibi olmak, yaptığı işte başarıya ulaşmak, her şeyden önce bedence sağlıklı olmaya bağlıdır.
Beden sağlığının temel şartları şunlardır:
1-İyi beslenme.
2-Temiz hava.
3-Temizlik.
4-Bol güneş.
5-Spor ve jimnastik yapmak.
İyi beslenmek, çok yemek yemek değildir. Çok yemek ve oburluk hiçbir toplumda hoş karşılanmaz.
Bozuk yiyecek, sigara ve alkollü içeceklerden sakınmak gerekir.
Temiz hava ve bol güneşin, insan sağlığındaki yeri ve önemi büyüktür. Çalıştığınız ve bulunduğunuz yer güneş görmeli ve havadar olmalıdır. Güneş görmeyen kapalı ve havasız yerlerde uzun vakit kalmamak şarttır.
Temizlik beden ve çevreyi kapsar. Bütün hastalıkların mikroplardan geçtiğini mikropların da pislikten geldiğini biliyoruz.
Spor hareket ve canlılıktır. Aldığımız besinlerin kolay sindirilmesi, kan dolaşımının rahat olması, vücudun gelişmesi buna bağlıdır. Yalnız sporu iş edinmemek bu işin püf noktasıdır.
Zaman ezelden ebede akan bir ırmak, tekrarına imkân olmayan ve durmadan değişen bir unsur. Yıllar ve mevsimler hep başka zamanlar içinde tekrarlanır.
İnsan değişimi yaşarken ‘’Ben’’liğinde zamansızlık ve mekansızlığı duyumsar.
Maddi ve fikri yapısı ile durmadan değişen insanın, kendisini sabit ve değişmez kabul etmesi nedendir? Ve bu his kendisine nereden gelmektedir. Vücudumuz maddi kaynaklı iken durmadan değişmekte kaynağında sabitlik olmayan vücudumuzun değişmez benlik fikri anlıyoruz ki ruhtan gelmektedir.
Ruh insana ebedi olacağını yok olmayacağını fısıldar durur. Yokluk aklın çeperlerini de anlamsızlaştırır ki ruh bunun mücadelesi için aklı devreye sokar.
İnsanın ruh sağlığı, biri sosyal hayat ve çevre dediğimiz dış dünya, öteki bilgi, inanç, iman ve duyguları ilgilendiren iç dünya olmak üzere iki temele dayanır. İnsanı içinde doğup büyüdüğü toplumun kültürü yoğurur, çevreden aldığı terbiye şekillendirir. İç dünyamızda duygu, düşünce, irade arasında birlik ve beraberlik gereklidir. Arzular iradeyi zorlar, bilgiler inançlarla çatışırsa, gönül huzuru bozulur.
İrade inançla beslenir, imanla huzura erer.
İnsan güçlü ve sağlıklı olmak için inanmak ve iman ettiği gibi yaşamak zorundadır. İnsanın ruh sağlığı sosyal çevresine sağladığı uyumla ölçülür, insan anlamsız ve zararlı davranışlardan uzaklaştığı ölçüde ruhen sağlıklı olur.
Ruhumuza kazınan ‘’Ben’’ bir rehim değildir. Çünkü ‘’ben’’lik duygusu yoksa insan da yoktur. Allah bizdeki ‘’ben’’in hakiki kaynağı olduğu gibi, ebedi olmak isteğinin de tek gayesi ve hedefidir. Çünkü insan Allah için, Allah’ı bulmak için yaratılmıştır. İnsan ruhu, Allah’a gideceği için ebedi olmuştur.
Allah ile vuslat yoktur; O’na yaklaşma vardır. İnsan ile Allah arasında ittihat yoktur. İnsan Allah-u Teala’ya doğru yükselir, fakat bu ilahlaşmak için değildir! Bu yakınlık aşktır, ilahi muhabbettir. Aşkımız imanımızın gerçek ölçüsü olduğu gibi, hayat ve mutluluğumuzun da hakiki kaynağıdır.