Yedi İklim dergisi Türk Şiirinin özüne ait tartışmaları dile getiren Osman Hakan A. nın  MODERN TÜRK ŞİİRİNİN PARADİGMALARI adlı bir makalesini yayınladı. Efradına cami ağyarına mani tarzda konunun ele alındığı metin hakkında yazar şairlerin görüşlerini belirtmesini istiyor.

On dört soru sorularak şiir olgusu masaya yatırılıp şairlerin konu hakkında fikirlerine baş vuruluyor. Bu soruları önemli bulduğumu belirteyim. Şiir yazmak kadar şiirin nasıl yazılması gerektiği üzerinde çokça durur bunun analizlerini yaparım.

Şiir nasıl yazılmalı?

Bilgi alanının çok çeşitliliği şiire uygun yolu verebilecek nitelikte mi?

Kelimelerin kuşattığı alan acaba duyguları resmetmeye uygunu mu?

Şair kelimelere hangi biçimi verebilir ya da kelimeler şairin ruh ve madde dünyasını kuşatabilir mi?

Şiirde buluş, imge, anlatım ve ses birlikteliği oluşturulabilir mi?

Sorularını yazdığım şiirler bağlamında düşünürüm. Osman Hakan A. “ Şairlik gerçeği bir yaratılış ve donanım; şiirse ,özde bir var oluş meselesidir” diyor.

Gerçek düşüncemizin konusundan bağımsız olarak ele aldığımız eşya ve olaylardır. Şairlik bir  gerçek olarak karşımıza çıkar. Yaratılış ise iman meselesi olup inançtan farklı bir olgudur akıl bağlamında gönül kararlılığı, emniyetidir. İnançlar akılla çerçevelenirken iman bir üst boyut ufkudur. Şiire gelince acaba o  yazanlarca var oluş meselesi mi yoksa akıp giden kelime ırmağı mıdır?

Seksen sonrası şiirini yazanların birkaçı dışında varlık,bilgi ve ahlak temelinde şiir üretmekte yeterli olmadıklarını görüyorum.

Plastik kelimeler, çilesi çekilmemiş fikirler, akli  boyuta varamayan sayıklamalar, meczubiyet, cinsiyet üzerinden aşağılamalar dahası maddi boyutta ilahlaştırılan benlikler üzerine bina edilen bu şiir elbette toz gibi savrulup gidecek kalıcı değer taşımayacaktır.

Evreni yapan, onun sürekliliğini sağlayan ve insanı yetenekleriyle yaratan “ Tanrı”, doğa, ruh, akıl, duygular, ihtiyaçlar, değer ve kurumlar olmadan bir fikir sistemi oluşturulamayacağını  biliyorum.

Tanzimattan beri meydana getirilen fikir hareketleri Tanrı yerine Tanrı niteliklerine sahip doğa ve Geist gibi kavramlarla oluşturulan anlayışla hareket ettiklerinden çürüme bütün kurum ve değerlere işlemiş bunun bedeli de çok ağır olmuştur.

Şiir başta olmak üzere bütün edebi türlerin cevaplaması gereken en önemli soru varlık olmalıdır.

Yaratılışı kabul ederken ulu bir varlığın rahmetinin her dem beni gözetip kuşattığı dinimin ve dilimin de rehberi olduğuna iman ediyorum.